29 Eylül 2007 Cumartesi

:) Karpuz :)

netten okuduğum ve çok güldüğüm bi fıkrayı aktarayım dedim...

Kadın kocasını arar ve akşama misafirlerin geleceğini söyler
adam da eve giderken manava uğrar.
-çok değerli misafirlerim gelecek. şurdan güzeel karpuzun varsa ver bi tane ( der)
-bey amca karpuzlarım hepsi çok iyi istersen hemen burda keseyim
adam eline tutuşturduğu karpuzu alıp keyifli şekilde evin yolunu tutar. akşam karpuzu yeme zamanı gelmiştir. adam karpuzu alıp herkesin önünde karpuzun faydalarından bahsederk kesmeye koyulur. daha bıçağı karpuza ilk saplayışında odaya berbat bi koku yayılır. adam mahçup ve sinirli bi şekilde geceyi geçirir.
sabah ilk işi manava gider ve
-Vallah manav kardeş seni tebrik etmeye geldim. hepimizi şok ettin
nasıl olduda karpuzu açmadan içine sıçtın tebrik ederim yaniiii

27 Eylül 2007 Perşembe

Benden Söylemesi

Yedek subay sınavı için Erzurum'a gidip hızlıcana ( sevdim bu kelimeyi :) ) Artvin'e döndüğümde;
"Bu yol çekilmez kardeşim, bidaha Erzurum, merzurum yolu çekmem, bu ne beee giiit giiittt" demiştim. Temmuz başı Erzurum'a görevlendirmem çıkınca, söylediğim sözler geldi hemen aklıma...
Bolu da öğrencilik hayatımda tanıdığım ve adam gibi adam işte dediğim bir arkadaşım vardı. Zaman zaman zihnimden geçerken "ne yazık bir daha karşılaşırmıyız acaba, zor be" ???
dün bi baktım Artvin'de yeğenini üniversiteye kaydetmeye gelmiş.
uzutmiiimm ,
benden söylemesi, olmaz olmaz demiyceksin

23 Eylül 2007 Pazar

yeeehooooo

Borçkadaki ilk yılımızda, sıkıntıdan halkoyunları kursuna gittik. iyiki gitmişiz.
aşağıdaki gençler kadar olmasada iyi oynuyoruz :)






HACI

aciiip güldüm daha önce izleyen varsa kusura bakmasın ;)


mimlenmişik

Buket kardeş beni bloğunun içinde yer vermişik mimlemişik sazmışık.
ufak bir ürpermeden sonra bi telaş ile okumakta olduğum kitabın ( Parodi Yaşamlar (Serdar Rifat) ) 187. sayfasını açtım ....(Mimleme olayı, sana o anda en yakın olan kitabı bulup 187. sayfadaki ilk cümleyi bloğa yazmakmış)
"Ali Tahsin, odasının penceresinden, Şapel'in bahçesindekiMadonna heykelciğine bakıyordu"
şimdi tamam da ben kimi mimlesem ki....
bi sıkıntıdır aldı beni üüüfüfff. neyse bakcez çaresine artııkkk ;)

22 Eylül 2007 Cumartesi

tamirci

Arabamın motorunda ufak bir sorun vardı. kime götürsem tanıdıkta yokkk uffff derken. yeni müdürümüz sanayide kazıkçı bir arkadaşının olduğunu, kazık mazık iyi tamir ettiğini anlatttı.
ben kara kara düşünürken, üstü başı yağ içinde bir adam bankamatikten havale yapmasına yardımcı olmamı istedi.
hazır yardımcı olmuşum, dedim dur şundan güvenilir bir tamirci adresi alayım. adam demesin mi
"abi burdaki sanayiye gitme, yabancı olduğun belli fena kazıklarlar"
benim için giderek korku filmine ddönmeye başlamıştı ki, evsahibimin oğlu ile bir arkadaşına gittik. çok şükür bu dertten de kurtuldum. Allah daha büyük dert vermesin di mi ama ;)

AMİNNNNNNNNNN

19 Eylül 2007 Çarşamba

"kalemimun uci yooog"

:D bu gün acayip komik bi olay yaşadım

okulumuzdaki arkadaşlardan biri yüksek lisansa başvurmak için şehir dışında olduğundan bugünkü nöbetini ben tuttum ( kabul edildiğini burdan övünçle belirtirim).
öğrencilerin sınıfa girmesini sağlamaya çalışırken. birinci sınıflardan minicik bir kızın sırtında çantası, elinde kalemi hüngür hüngür ağlayarak merdivenlere yöneldiğini farkettim.
"kızım zil çaldı nereye ???"
"kalemimun uci yoog"
"ne olmuş"
"kalemimun uci yoog"
"anlamadım ne oldu kızım"
"kalemimun uci yoog"
:) "ver bakiiim kaleminu"
"ühühühüh ühühühü yog işte yoggg"
sınıfına götürdükten sonra bir arkadaşından kalemtraş aldım ve açmaya başladım
açıyorum, kırılıyor. açıyorum, kırılıyor. açıyorum, kırılıyor.
en son baktım kalem kalmıycak. kalemin ucu görülecek şekilde açtım ve kızı çağırdım.
"bak işte var ucu"
kız kaleminin ucunu görünce görnül rahatlığıyla sırasına oturdu. tabi beni de gün boyu sürecek bir surat ifadesi ile bıraktı :)

17 Eylül 2007 Pazartesi

aslan abime

hey gidi hey rüya gibi bi anı canlanıyor kafamda
.... . . . .
taner abim divanda bende halının üstünde yere uzanmış kıvır kıvır kıvrıyorum.
ikimizin ağzındada neşeli bir şarkı "kırmızı balık kaç kaç (balık ben oluyorum) balıkçı seni yakalayacaaakkkk (balıkçı malüüümm. abimi hep zorlardım bu basit oyun için. ne kadar önemliydi bu oyun benim için...23 , 24 yıl önce vay beeee
..... .. . .
bi çikolata benim elimde, bi diğeri abimin elinde. abim nedense çabucak mideye indirirken çikolatısını ben hep saklardım. (küçük kardeşiz ya)abimin karşısına geçip keyifli keyifli yemak daha zevkli gelirdi. ama yanlış hatırlamıyorsam ne yapar eder bi parça koparırdı benden. yönteminin ismi de vardı TERS PSİKOLOJİ :)

iyiki varsın be canım abiiiciimm..
çikolatalar helal olsun abime :)

happy birtday to youuu
mandalina suyu....

SEL

şok şok şok
bu bizim sakin akan dere ne yamanmış yavvvv!
okulumuzun kenarında incecik akan dere, okul yolumuzu, işyerlerini
elektrik direklerini, inekleri, kömürleri...
maffetmiş :) (maffetmek kelimesinin anlamını yollayanlara süpriz hediye var)
sabah herzamankinden 1 saat önce kalkmanın verdiği zevk ile harrrruuun abiyi beklerken [kendisinin yahudi bir servis şöförü olduğu hakkında dedikodular var
(para ile yakınlığından kaynaklı olduğu sanılıyor)]. yağmur ben ve elişi tek şemsiyeye mahkum edmişken, harrruuuuun beyy teşrf etti. yüzündeki ifade ve yol giüttuu demesinden ötürü pek sıkıştırmadık. yolla çıktıktan sonra da yollun gerçekten giütmuuuş olduğunu gördük.
fotorağrafı buraya 1,2 gün içinde eklerim.

15 Eylül 2007 Cumartesi

boğulma tahlikesi

sene, geçen senelerden biri, teyze oğlunun peşine takıldık yaş ortalaması benimkinin iki katı olan bi gurupla alabalık avına çıktık. balık yakalamak için kullandığımız sistem çok ilkel ve tehlikeli. çok deli akan munzur nehri içinde belimize kadar akar suda mebs (amerikan olta) ile alabalık avlamaya çalışıyoruz ( ölmeyede çalışıyoruz dense yeridir). nehrin daraldığı yerde akıllılık ediiimde hızlı geçiim dediiim. nehrin tam ortasında su iki ayağımıda yerden keser misali kesti .( teşbih te yapıyorum ona göre metnin edebi bi değeri var :) ) derken nehir beni evirip çevirip dururken kıyıya anca yanaşabildim. tırnaklarımı toprağa saplamaya çalıştıkça, su beni ileri ve dibe doğru çekiyordu. derken incecik çimlere parmak uçlarımla yapıştım, inanın o incecik çimlerin beni nasıl taşıdığına şimdi ile aklım ermiyor...


şimdi bu hikayede nerden çıktı di mi...


fotolara bakarken oranın resmini gördüm ve aklıma o olay geldi ve burda paylaşmak istedim.







balık aşkına

bugün balık avlamak için çoruh kıyısına indim. yem olarak, kaşar peynir ve tavuk eti kullandım. balıklar yemleri çalmada o kadar uzmanlaşmışlar ki inanın yem takmaktan yoruldum.

nehir seviyesi alçalmışken kıyıdan 1 metre uzaktaki bir taşın üstüne fırlayarak daha iyi bir avlanma mevzisi edindim ( sanki savaş var mevzi filan :) ) derken edindiğim mevzi ( :D ) sayesinde balıklar hazırladığım yemleri takır tukur yoklamaya başladılar, bende tam modda girdim ki birden ayağımda bir ıslaklık hissettim.sola baktığımda nehir şişim şişim üzerime gelmez mi ( abartmıyorum realy, belkide abartıyorum neyse ) ıslanmış ayaklarla taştan kıyıya zıpladım, yaklaşık 20 metre fırlamışım ( abartmıyorum :D ) neyse şaka bi yana adrenalini uzun süredir bu kadar kanımda hissetmemiştim. herkese tavsiye ederim, dolu bir barajın altında balık avına çıkın, veya çıkmayıın ;)


aşağıyada bahsettiğim nehrin bi vukatlı resmini koyuyorum!!!

tek rakibim thy

arkasına babam sağolsun mu yazsam...
yolların fatihi mi yazsam...

sollama beni sollarım seni mi...

en iyisi en yakın zaman da SATILIK yaziiimmm.
yanlış anlaşılma olmasın arabam kendi kendine bile gidiyor. yalnız benim borcum olunca uykum arabayla dolaşmaya gidiiyor kem küm odur budur

14 Eylül 2007 Cuma

selaaammmm

Buket kardeşimi çok kıskanmamdan dolayı ortaya çıkan bloguma herkeş hoşgelmişşşş........


bu alanda nelere yer vereceğime daha karar vermedim...bölümleremi ayırsam (okul, cemre,yaşam...) hepsine ayrı bi blog mu açsam, ne yapsammm...


karar verince, mutlaka burdan haberiniz olur :)


bu aralar bi youtube videosudur, izleyip izleyip duruyozzz