31 Aralık 2008 Çarşamba

MUTLU YILLAR

küçükken hep heyecanlanırdım yeni yıl ne getirecek ne getirecek????
bana zaten en sevdiğimi getirirdi, lapa lapa, bembeyaz bi dolu kar getirirdi...

herkese bi ton sağlık, bi ton mutluluk, bi ton da para getirmesi dileğiyle ( mümkünse paralar bozuk para olmasın )

MUTLU YILLLARRR

30 Aralık 2008 Salı

şöförlük

bir süredir kafamdaki bu konu hakında yazma istediği duyuyordum ,,, aşağıdaki videoyu da izleyince!!! ertelemeden yaziiim bari dedim...

ehliyet alırken pratik yaptıkça arabayı kullanma yeteneğimiz artıyor. arabaya olan hakimiyet arttıkçada kendine güven yükseliyor. daha sonra insanlarda kendine güvenin etkisi ile kurallara uymama, hız yapma ve başkasının trafikteki önceliğine el koyma gibi istenmedik özellikler ortaya çıkıyor...

zor bir kavşakta çıkmakta zorlandığım bir gün, karşı yönde gelen şöför hızını keserek geçme önceliği kendisinde olmasına rağmen ( arkasında da araç yokken ) benim geçmeme izin verdi. o zaman anladım trafik evriminin son basamağında insan trafikteki herkesi düşünen bir canlıya dönüşüyor. BEN bu insanlara şöför diyorum... ötesi ya trafik canavarı yada trafik canavarcığı diye adlandırılabilir...


VİDEO + 18 dir dikkat

29 Aralık 2008 Pazartesi

ZEYNEP

Bir kuzucuğumuz daha olduu...




28 Aralık 2008 Pazar

yeni bir görünüm

Arkidişler yeni bir görünüş oluşturalım dedik umarım beğenirsiniz... ( dedik dediğime bakmayın direk ben dedim yanımda kimse yoktu, e madem yoktu neden dedik diyorum, arkamda sağlam bir topluluk var hissini mi uyandırmaya çalışıyorum, belki evet belki belki, belkide hereeeeeee
şomiyen şu tarafta ( iç içe parenteze de bayılıyorum, şomiyen hikaayesini anlatırmıyım bilemem, çünkü biraz belden aşağı olabilir, belkide olmayabilir ( tamam bu günlük bu kadar kaybollll...)))

27 Aralık 2008 Cumartesi

anladım

Usta yazmış vallah,,

sonuna kadar dinlemeni şiddetle tavsiye ederim ...

25 Aralık 2008 Perşembe

kaplan beslemek

Adamı işe almışlar, adam da zanetmişki kaplanlara yemek verecem. kafese girdiğinde yemeğin kendisinin olduğunu anlaması geç olmamış :)))))))

20 Aralık 2008 Cumartesi

sıcak ekmek


küçükken ekmek fırınları evimize yakın olduğu için ekmeği sıcak sıcak yeme şansımız vardı.

babam fırından aldığı sıcak ekmeği anında sofraya yetiştirirdi. sıcak ekmeğinde ortasına yağı sürdümü allllaaaahhhh kuzucuklarına yedirirdi

şimdi baba olduğum için daha iyi anlıyorum, eve sıcak ekmek taşımanın zevkiini...
evimin altında bir fırın var ve sanırım ben bu aralar sıcak ekmek taşıma işini abartıyorum..
Bu arada açık ekmek yeme şansınız oldu mu hiç????
bir yerde görürseniz mutlaka deneyin...

14 Aralık 2008 Pazar

bush'a ayakkabı

hatırladığım kadarıyla, o ayakabılar, saddamın heykeline de şap şap diye vuruluyordu...

8 Aralık 2008 Pazartesi

pimpirik baba & elektriklenme

cadoloz cemremin saçları tiken tiken ( ben de çok pimpirikmişin beee, okan koşşşş kşşşş :))))

6 Aralık 2008 Cumartesi

misafirimiz yusuf

Geçen gece üniversiteden arkadaşımıza uğrayalım dedik. laf lafı açıp zaman ilerlerken, mılışımızın uykusu geldi ve biz evin yolunu tuttuk. gece 1.30 gibim herkes datlu datlu kestirirken ben de yavaştan yavaştan uyiiiim dedim. cemrenin bezinin kokusunuda evde yayılmaması için, küçük tuvalete atiiim de bari öleee uyiim dedim. bi baktım tuvalet kitli ?????
nasıl olur????
içerden kitlenebilir ancak????
olur mu böle şey????
içerde hırsız mı var acaba????
derken yusuf yusuf yusuf geldi....
3.30 a kadar kapıyı açmaya çalıştım. bi yerden kapıyı dinliyorum, bi yerden kapıyı zorluyorum. en son kapının içerden bile açılmasını sağlayacak mekanizmayı çıkarıp kendimizi garantiye aldım. bir makas ve demir keratayı alıp yatağın yolunu tuttum. sesizlik içinde kulağım kapıda uyuyuvermişim...
rüyamda kapının önünde ben ve yusuf beklerken, birden birinin küçük tuvaletini yaparken kii sesini duydum. yataktan bi fırlamışım ( tabi yusuf bağırıyor yusuf yusuf yusuf) anladım rüyaaa. amaaan dedim tekrar uyudum.sabah öğrendik ki o kapıda bi sorun varmış .....
korku filmi gibim bi geceydi yaniiii anlıycanııızzz :))))

29 Kasım 2008 Cumartesi

mılışımız

Bir pazar günü kedi cemre kuş peşinde :))))

27 Kasım 2008 Perşembe

mimlenmişik

bari bilgeyi mimlemede onu da ben mimleyim...
şimdi ben kimi mimliycem...tovbeeeee tovbeeeeeeee

GARİP HUYLARIM

Bikerem bana kar şakısı yapılmaz, kesinlikle altta kalmam :)))) (en son bir ingilizceci arkadaşa kendisi kadar kartopu atmıştım :))))

acayip bahane bulurummm ( yok efendim işin aslı m.ö. dayanmaktadırrr, falandır da filandır...)

fıkra arşivim çok fazladır, genelde bana anlatılan bir çok fıkrayı anlatanın ağzınaa tıkarım :)))

spor izlemektense yapmaya bayılırım...

döverek severim :)))))))

25 Kasım 2008 Salı

heroes

bir hafta bekle sonra beğendiğin dizi 40 dakka da bitiversin. üstelik tam ortasında gıcık bir şekilde reklamları izle öğğğğğ
ne güzelki aşağıdaki siteden 2 aylık bölümü bir günde bitirmiş bulunuyorum, oh beee rahatladım

23 Kasım 2008 Pazar

nar yeme şekli 2

geçen eklediğimiz nar yeme şekline çok fazla teşkür aldığım için, üşenmedim yeni bir nar yeme şekli yayınlıyorum....

evet geçen yayınladığımız nar yeme şekli için fazla kuvvet gerektirdiği için daha nazik olanlar için biraz daha kibar olanını anlatiiim. (üni. arkadaşım fahrinin annesinden öğrenmiştik)

önce narın üst bölümünü bıçakla keselim (resimde çok alttan kesmiş, ben daha üsten kesmenizi tavsiye ediyorum, yoksa şıp şıp diye nar lekesii iğiyyy)



sonra narın damarlarından altına doğru bıçak ile ince bir şekilde çizilir.


tüm damarlar resimdeki gibi bıçakla çizilir (yine resimdeki çok derin çizmiş) . ..

en son olarak nar iki avuç arasına alınarak ayrılır. artık nar elma dilimleri şeklinde tabağınızda sunuma hazırdır... ( yine de ben birince tekniği daha çok seviyorum, kendi buluşum olmasından kaynaklı olabailr :)))

Zaman

zaman ağır bir bataktı sanki.... (bize düşen yanmaktır 2001)

zaman dediğimiz kavram insanların uydurması. o kadar gerçekçi ve etkileyiciki, herkesi etkisi altına almış. çok uzun yazmamayı ilke edinmişken bu konudan nasıl çıkacam ...telaşlandım birden.

örnek 1: canlıların yaşları vardır ama herbirinin yaşamını sonlandırma süresi faarklıdır. hücresel anlamda bir hücrenin yaşam süresi farklıdır burdan yola çıkarak 40 yaşında herkes aynı ölçüde yaşlanmaz

örnek 2: herhangi bir olayın gerçekleşme süresini değiştirirsek zamanıda değiştirmiş oluruz.

misal dünyanın kendi etrafında dönme süresi dünya için böyledir. sadece bizim gezegenimiz 365 gün 6 saat te yıldızının etrafında dolaşır.

öfff ne karıştı demi kafanızzzz. aslında amacım güzel bir paylaşım yapmaktı.
zamanımı yaşarken sevdiğim dizileri hep kaçırırım. şimdi öyle bir site buldum ki burdan çok beğendiğim dizilerin izleyemediğim bölümlerini izleyebilirim...

TAVSİYE DİZİLERİM

Big Bang Theory 1.Sezon (bir kaç bölüm izledim, komedi, )

Dexter 1.Sezon (bir kaç bölüm izledim, psikolojik gerilim, )

Dr. House Md 1.sezon (izlemeyi planladığım ve bir türlü başlayamadığım, )

Heroes 1.Sezon (2 sezonunu peş peşe izledim)

How I Met Your Mother 1.Sezon (2 sezonunu peş peşe izledim)

Kyle XY 1.Sezon(izlemeyi planladığım ve bir türlü başlayamadığım, )

Lost 1.Sezon(2 sezonunu peş peşe izledim)

Prison Break 1.Sezon(2 sezonunu peş peşe izledim)

Smallville 1.Sezon(2 sezonunu peş peşe izledim)

South Park 1.Sezon(2 sezonunu peş peşe izledim)


nerden mi izleyeceğiz :))))
işte burdaaa
http://www.canlidizi.com/index.php

18 Kasım 2008 Salı

yeni bir fıkra

fen okulu gurubundan aldığım bir fıkra ;)))
bence gayet doğru, bu konu ile ilgili bir yazı yazma planımıda tamamlamış bulunuyorum.

Kadınların gidip kendilerine erkek (koca) seçebilecekleri bir erkek dukkanı (magazası) açılmıstır. Magaza 5 katlıdır ve her kat çıkıldıkca erkeklerin nitelikleri de yukselmektedir.
Magazada sadece tek bir kural gecerlidir: herhangi bir katın kapısından iceri giren kadın o kattan alıs-veris etmek zorundadır ve eger bir üst kata çıkmak isterse tekrar aşagı katlara inemez.
Bir gun bir grup kız arkadaş kendilerine erkek seçmek icin magazaya gider.
Ve....1. KAT'ın kapısında şunlar yazılıdır: Bu kattaki erkeklerin calışacak bir işleri var ve çocukları da severler.
Kızlar yazılanları okur ve şöyle derler: Eh hiç yoktan iyidir ama bir de üst kata bakalım'.
2. KAT'ın kapısında yazılanlar: Buradaki erkeklerin iyi bir işleri var çocukları severler ve son derece yakışıklıdırlar.
Kızlar: Hmmm hiç fena degil ama acaba bir üst katta ne var ?
3. KAT : Buradaki erkeklerin çok iyi birer işleri var çocukları severler son derece yakışıklıdırlar ve ev islerine de yardım ederler.
Kızlar:Aman Tanrım cok etkileyici ama yukarıda baska katlar da var.
4. KAT : 'Buradaki erkeklerin işleri cok iyi çocukları çok severler gayet yakışıklı olup ev işlerine yardım ederler ve ayrıca son derece romantiktirler.
Kızlar çıglık atmaya başlarlar: 'İnanılmaz bir üst katta bizi neyin bekledigini bir düşünün!; Ve bir kat daha çıkarlar...
5. KAT'ın kapısında sunlar yazmaktadır: 'Bu kat bostur ve sadece kadınları memnun etmenin mumkun olmadıgını kanıtlamak icin konmustur. Çıkış soldadır; umarız inerken merdivenlerden yuvarlanırsınız

15 Kasım 2008 Cumartesi

tenis


2 aylık bir tenis dersinin ardından ilk turnuvama katılmış bulunuyorum...
3 maçtan iki tane kazanırsam gruptan çıkabileceğim söylendi. ilk maçı yaptığım kişi hakkında küçük bir araştırma yapiiim dedim. aldığım cevap biraz ümit kırıcıydı.
- büyük ihtimalle turnuva birincisi olacak kişiymiş :(((((
böle bir olayda küçükken yaşamıştım. tunceli anadolu lisesindeyken yeni öğrendiğim satrançı bir turnuva ile sınıyim dedim. ilk rakibim türkiye 2. olunca boyumun ölçüsünü çabucak alıverdim. ikinci maçı ise elemanın kardeşi ile yaptım, sonuç malüüm ( bunlar evde habire maç yapıyorlarmıymış neymiş , sinir oldum çelme takıp ikisini birbirine vurdurma planımdan son anda vazgeçtim) neyseki üçüncü maçımı kazandım da eve puansız dönmedim. o olaydan sonra satrançtan aciiip soğudum.
düşünsenize iki tip karşı karşıya oturmuş (ben genelde hızlı oynarım, rakibi beklerkende aciiip sıkılırım, artık hayal dünyasında gezinirken, bir ses gelir sıra sende.... pişti mi haa pardon :)))
sonra bakarım... allah belanı vermesin bunu mu oynadın leeen, iki saatir bu hamle için mi bekletiyon beni, tovvbeee tovbeee...çaaattt paaattt :)))
neyse uzatmiiim ben bu gece
6-3
ve
6-0
yenildim. artık önümüzdeki maçlara bakceeez
gruptan çıkarsam haber veririm, bir haber çıkmazsa, sizde sormayın anlayın artık tammaaaam mııııı...

haydar



çok sevdiğim bir öğretmen arkadaşım, öğretmenliğinin ilk yılında yukarıdaki tebeşirle ilgili bir olay yaşamıştı.

arsızlıkta okul birincisi olan ve hatta okuldan uzaklaştırılması için hakkında toplantı yapılan bir öğrencimiz, öğretmenimizin dersinde zıvanadan çıkmış. tepesi atan ve aslında öğrenci dövmeye karşı olan öğretmenimiz dayanamayıp elindeki tebeşiri öğrencimize doğru fırlatmış. şans bu ya tebşirde sıyırıp geçmiş öğrencimiz gazi olmuş. sonra da bir dilekçe hazırlayıp öğretmenini idareye şikayet etmiş.

üşenmedim o tebeşiri getirdim ve sizin için sordum...

- öğretmenin elinde tahtaya dürtülürken ne yazılıyordun?

- yabancı bir dildi sanırım, what is your name mi ne öle bişi iştee....

- peki sonra ne oldu.

- arkada tombiş bir öğrenci vardı habire konuşuyordu. bi baktım öğretmen havada daireler çizdiriyor bana... sonra beni fırlatı verdiii.. havada süzülürken gözüme tombişi kestirdim. aslında duvara fırlatılmışken, merkez kaç kuvvetinin etkisi ile falso aldım ve tombişin üzerine atladım.tuttum yakasından. ne bıdı bıdı anlatıyon kardeşim dedim baktım laftan anlamıyor, yermisin yemezmisin, sonra kendimi kaybetmişim tabiii..

-geçmiş olsun diyoruz öyleyse...

sonrası mı??? evet artık öğretmenimiz hiç bir öğrenciye tebeşir fırlatmıyor. tahta kalemi kullanıyor artık ve de bıdı bıdı yapan öğrencileri alıp direk tahtaya fırlatıyorrr :))))

tanerbaba


tanerbabanın (gerçi ben babalık konusunda 2-0 öndeyim ama onun benden daha çok çocuğu var, nerdeyse tüm üniversite :)))) gönderdiği afişi sizlerle baylaşmaktan büyük gurur duyuyorum...
bir dönem "sızı" ve "bize düşen yanmaktır" isimli tiyatro oyunlarında yer almıştım ama üniversite bitince tekrar izleyici koltuğuma geri döndüm. görülüyorki birilerinin izleyici koltuğuna oturması engelleniyorr :)))
çok iyi bir yönetmenlik yapacağından eminim (yeterki sinirlerine hakim ol :)))
kocaman öpüldün ;)

7 Kasım 2008 Cuma

tersname

sevgili bilgenin bahsettği türküyü bende size dinletiiim bariiii ;)
yüklenirken biraz bekleyebilirsiniz, hemen kaçmayınnn
kimeee diyorum kaçma kardeşiiim...
bak halaa elii kayıyor ...


TERSNAME - Hüseyin Turan

30 Ekim 2008 Perşembe

Bakış açısı

İstanbulun Fethini hep ders kitaplarından okumuştuk. Ereğlideyken SON BÜYÜK KUŞATMA 1453
adlı bir kitap aldım. merak ettim yabancı bir gözden bu olay nasıl görünüyor???
Farkına vardım ki olaylar hakkında yabancılar bizden fazla not tutmuşlar, doğal olarak ta kendilerini mazlum karşı tarafı ise zalim göstermekteler. kitabı bitirdim ama sonunda da
nasılmışşşşş dedim içimden
karşı tarafa sesleniyorum yiğidi öldürün hakkını yemeyin kardeşiiim
bu arada istanbulun ismi hakkında da bi merakım dinmiş oldu.
güya mehmet islamın bol olduğu yer diye isim takmış, islam bol, islambol, islamgoool, istangol, istanbol, istanbul...

29 Ekim 2008 Çarşamba

İstanbul gezileri 1

ilk tenis maçımı gerçekleştireceğim gün olmasından dolayı heyecanla başladığım güne elişin tehdidi gölge düşürdü.
"ya beni gezmeye götür ya da bugün doğururum"
pendik sahil yolundan kadıköye arabamızla yola çıktık. Caddebostana geldiğimizde yol tıkanmaya başlamıştı.trafik tıkanınca etrafımıza bakma imkanı bulduk. gerçektende çok modern ve elit bir semtte olduğumuzu anladık. sanırım bu tatil gününde tüm kadınlar eşlerini tehtid ederek dışarı çıkarmayı başarmışlardı. gerçi güneşinde bunda etkisi çok fazlaydı.
kadıköye gidemiyeceğimizi anlayınca sahile dönüp park ettik. sahil kenarının bu kadar renkli ve eğlenceli olması bizi çok mutlu etti.
daha güzel bişi varsa o da tenis maçına yetişmem oldu tabiküneeee
sonuç olarak istanbulda mutluyuz ( madden olmasa da...)
bu arada fatihin istanbulu fethi ile ilgili bir kitap okudum. bir diğer yazımda aktarırım artık...

28 Ekim 2008 Salı

Yasak Kardeşim Giremezsin

kısa bi süre bloglara giriş yasaklandı...
aciip gıcık oldum var yaaaa... bu zihniyet hiç değişmiycek sanırım...matbaayı da aynı zihniyet yasaklamadı mı??
youtube yasak güya ama millet şakı şakır giriyor... eee ne anladım ben bu işten....
problemi çözemeyince bu soru yanlış kardeşş demeye getiriyorlar...
iyisimi bloğumu bir dosyaya kaydediiim de, sonraları bakmak eğlenceli oluyor...
yasaksız günler dileğiyle...

21 Ekim 2008 Salı

Ağlamalar

AĞLAMALAR
gördüm babaların ağlamasını
dalları düğüm düğüm
gövdesi kahve falı
bir zeytin ağacını köklemek var ya
sökmek var ya sarp yamaçtan ardıcı
kazma vurmak var ya beş yüz yıllık meşeye
acısını duymak var ya kopmanın
babaların ağlaması işte o
babaların ağlaması öyle zor
gördüm babaların ağlamasını
anaların ağlaması bir başka
anaların ağlaması bir ayrı
anaların ağlaması bir beter
dövülen döş
yolunan saç
kan damlayan bir çığlık
ağustosta çam ormanı yangını
sokaklar alanlar evler kapılar
mutfaklar kilerler ocaklar ağlar
zıbınlar beşikler uykusuzluklar ağlar
ağlaşırken analar
dağ taş toprak ağaç su yıldız
yeşeren buğday ağlar
savrulan saman ağlar
ağlaşırken analar
kanın umdun hakkı
sütün ekmeğin hakkı
ne söylersin bre ozan
durur tek tel üstünde inceden sızlaşmağa
bütün bir evren ağlar ağlaşırken analar
gördüm babaların ağlamasını
anaların ağlaması bir başka
anaların ağlaması bir beter
23.temmuz.1980 / hasaN hüseyiN
üniversite yıllarımda okuduğum hasan hüseyin in bu etkileyici şiirini bu gece resmen yaşadım. yolculuğa çıkmaya hazırlanan orta yaşlı bir amca ve teyze, sakin bir şekilde servisi beklerken bir telefon görüşmesi geçekleştirdiler. derken yeri, gögü, dağı taşı kendi ile ağlatan bir haykırış...

9 Ekim 2008 Perşembe

bilgemin postası

canım benim, çok güldüm vallla...

buyrun sizde bakın ustanın karikatürüne...


4 Ekim 2008 Cumartesi

Black cat white cat

Üniversitedeyken sinama topluluğunun düzenlediği bir filme gitmiştik. Film başladı.... bi baktım , bulgaristan da geçen bir filmin içine düşmüşüm. usta bir yönetmen ve usta oyuncular dışında müziği de enfesti. yıllar sonra filimi tekrar izlemek istediğimde yanlış isim ile arayınca doğal olarak bulamadım. geçenlerde salih arkadaşın verdiği bir isim ile kutsal bilgi kaynağına danışınca, şıp diye film, müzik önüme döküldü. filmi bulabilirseniz izleyin müziği aşağıya koydum buyrun bi de siz dinleyin. ama sonuna kadar dinleyin kafamın tasınnı attırmayın....

Bubamara (Main version) - No Smoking Orchestra

30 Eylül 2008 Salı

şeker bayramı



biz küçükken mahalenin afacanları ki biz onlara pijjj bekirleri derdik, poşetlerle mahale mahale dolaşıp şeker toplarlardı. onlara takılma isteği hep gururumuza takıldığı için abimle en fazla yan komşunun bayramını kutlamışızdır. bu olaydaki en önemli kişi olan babam yiyebileceğimizden fazla şekeri önümüze koyduğu için bizimde şeker eşkıyası olma durumları buhara dönüşmüştür.


lafı uzatmadan tüm büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperkene bayramınızı kutlarım...

22 Eylül 2008 Pazartesi

kemer

daha uzun görüntü isteyenler için
kemerde cemrenin su keyfi :)))

17 Eylül 2008 Çarşamba

sayıları sayarken

videoyu tıklayabilirsiniz

15 Eylül 2008 Pazartesi

kapı kilidi

malesef bozulmak ile çalışmak arsında kafası karışık bir kapı kilidimiz var ...
geçen gün üni. arkadaşımızı eve çay içmeye çağırdık. kısa bir süre için de evden ayrıldık. geri geldiğimde malesef kapı açılmıyordu. aldımı beni bir telaşşş, neyseki şimdik burda açıklamıyacağım bir teknikle kapıyı açıverdim. bu teknikle kilitlenmeyen bir çok kapı rahatça açılabilir. o yüzden evden ayrılmadan mutlaka kapıyı kitleyin, hatta bubi tuzağı bile kurabilirsiniz.
NOT: gözünü sevdiğim borçkada kapı açık uyusan bile uykun kaçmazz

8 Eylül 2008 Pazartesi

okul açılışı

43 kişilik bir sınıfın sınıf öğretmenliği verildi, 6 lar 50 ye yakınmış :(
sınıfıma girip öğrenciler ile tanışmaya başladığımızda 30 kişiye yakın bayburtlu olduğunu gördüm. öğrencilerimden biri de çok harika bir şov çıkardı...
Okula başlamak çok güzel, özlemişim :)

6 Eylül 2008 Cumartesi

ermenistan maçı





hepsi boş aslında, cimbommuş fenermiş, ermeniymiş değilmiş, müslümanmış budistmiş
asıl olan insan olmak....

4 Eylül 2008 Perşembe

tenis


yeni bir spora başlamanın mutluluğunu yaşıyorum :)))
üye olmak için gittiğim klüpte gerrekli evrakları doldurup doktora onaylatmamı söylediler. bende sallana sallana işleri bitirip klube döndüm. görevli bugünkü kursa katılıp katılmayacağımı sordu..
ben de ne raket ne de ayakkabı vardı. bir gün önceden sohbeti koyulaştırdığımız görevli;
hocam dur daa sanaa raket buluruz ...
uzatmadan yorucu bir çalışmadan sonra tenise başlamış bulunuyorum, ilk maçımı resimdeki mekanda gerçekleştirecem:)))

2 Eylül 2008 Salı

balıklar

2oo1 de ev arkadaşımın düğününe gittiğimizde, dikilide denizin üzerinde bir platformda müzik eşliğinde demlenirken, suyun altındaki ışıklardan dolayı toplanan büyük balıkları izlerken acayip kıllanmıştım ( ne uzun cümle oldu yavvvv). Kendimi üzerlerine atmamak için zor tutmuştum :)
bu ruh hali nedendir bilinmez yine üzerime çullanmış durumda :)))))

31 Ağustos 2008 Pazar

istanbul

Gelir gelmez esski arkadaşlar ile buluşmak çok güzel :)))
Üni. sınıf arkadaşım mustafa, eğitim fak. takım arkadaşım ümit ve de şu an için telefon ve internet ile görüştüklerim :)))
dolu dolu geçecek günler.... İyiki gelmişimmmmm :))) Borçkanın tadı halen damağımda ama boludan artvine gittiğimde ki kırgınlık yok üzerimde?????
borçkada sınıf ve branş öğretmenliği yapacak 2 ve 4 yıllık fakülte mezunları aranıyormuş.....
kızımın hemşerilerine üzüldümm....
bu aralar spor merakım depreşmeye başladıı, dün 21 de bitten iki maç yaptık bire bir olduğu için çok yorucu geçtiii, eski formuma kavuşmam biraz zamanımı alacakkk... bi de tenis merakı başladı kendime çok güveniyorum ama göründüğü kadar kolay değil sanırım....
geçen avrupa yakasında sarıyere geçtim, biraz zorlandım ama düşündüğüm kadar korkunç değilmiş, en önemli şey cesaret...
böyle daldan dala zıplamamın sebebi bir süredir aklımdakileri yazamayışım, sanırım toparlamadığım için de böyle dağınıık oldu... sorun mu bu ... bence değil :))))

15 Ağustos 2008 Cuma

iş arkadaşları :)))


bu resimdeki iş arkadaşlarımın o an neler düşündüklerini yazmadan geçemiycem;

ben: 1.250+yol+eşin yolluğu+kira-araç-işçi=????? offfff

Muhammed: tabiki bu resimdeki en yakışıklı benim... sanırım baranda 3 e yakın yolluk alır...

Bekir: kaçırsam daha mı az masraf olur acaba, bu arada müdürün en önde olması gerekmez mi laaaannn

Mustafa: ya ne laf anlamaz adam yaaa, saati 75 diyorum hala tuturmuş ne diyorrr...

Mikail: şöle deniz kenarında olsam ayaklarımı suya uzatsam.... şarıııll şuruuulll dalgalar, bir elim yağdaaa bir elimm baldaaa offff offf offff

puket: aman da yerim genişliycek aman da yerim genişliycek, artık koltuğa da uzanırımmmm...

esengül: bekle kanada ben geliyorum...

arzu: bu köyün ağası benem :)))

cemile: kerimi tekrar askere yollasammm mı acaba :)))

Tülay: iki makina var hangisine baksam acaba... dur hasan diğerine bakıyor, bende buna bakiiiim :)

Hasan: bizim makina buydu dur ben bizim makinaya bakiiim

10 Ağustos 2008 Pazar

bilgem gelmiş hoşgelmiş :)


Borçka yoldaşımız biricik ablamızla, finikeden felekten deniz çalmanın keyfini sürdük...

en yakın zamanda görüşüürüüzz di miii :)))

9 Ağustos 2008 Cumartesi

bowling


rakip arıyoruuummmm....

nar yeme şekli :))))



Bu önerimi dinleyen hiç bir arkadaşım pişman olmadı.

herhangi bir yerden alınan, sağlamcana bir nar ( herhangi bir yerinden kesik, yırtık, delik olmamalı), sağından solundan, baş parmağın kemikli yeriyle iyicene ezilir. ezerkene dikkatli olmalıyız ki herhangi bir yerinden cörtlemsin :))

kabuğunun altından patlamaya hazır bir volkan gibi suyunu biriktiren nara minik bir delik açılır ve ordan akan suyu bir vampir gibi emilir. bu arada iki elimizle narın altını üstünü kuvvetli bir şekilde sıkalım ki nar tanecikleri tüm suyunu bıraksınlar.

3 nardan fazla yemeyiniz diliniz pörtler :)))))

2 Ağustos 2008 Cumartesi

ayşem gelmiş hoşgelmiş


renkdaşım, hindibağım ne güzel yaptı da bizi ziyarete geldi.

alanyada hafif esmerleşen güzel arkadaşım, geçerken uğrayıverdi. inanılmaz hızlı bir antalya turu yaptırdık ama umarım beğenmiştir...

30 Temmuz 2008 Çarşamba

süt kardeş

hepimizin süt kardeşi vardır. ama çoğumuz ne yaptıklarından haberdar değilizdir. resimdeki fıstık kız da kızımın süt kardeşi. sevgili dostlarımız kocaman ailesi ile irtibatı koparmasaak süt kardeşleri genç kızlıklarında buluşturmak istiyorum . umarım başarabiliriz..


(süt kardeş kucaklama hareketini yapan)

yubiii

evet yeni bişi daha denedim, gerçi bayaaa zorlandım ama olsun. pistte çıktıktan 5 dakka sonra kenarları tutmadan kayıyordum artıkkk. bir ara popom yere yapıştı ama şimdi konumuz o değil :))))

19 Temmuz 2008 Cumartesi

tüm dostlara

bana öyle geliyor ki her güzel iletişim kurduğum kişilerde bir parçamı bırakıyormuşum. kalan parçam kaldığı yerde dururken ben parçamdan zamanla uzaklaşmaktaymışım.
bazen parçamın kaldığı yerleri düşünüyorum. ne de güzellerdi, ne de cana yakındılar. bugün artık kabul ediyorum bıraktığım parçalar artık başkalarının bütünlüğüne katıldılar. ve umarım o bütünlükler benimle karşılaştıklarında kendilerine sarılır gibi bana sarılırlar...

13 Temmuz 2008 Pazar

havuz

cemre mılışımız bugün bombayı patlattı :))))
suyu çok seven hanfendi bir su ile buluşurken ağlar bir de ayrılırken...
havaların sıcaklığı nedeniyle annesi ile bir olup kuzuşumuza yapay havuz yaptık, bir güzel eğlendi eğlenmesine de bir türlü vazgeçmek bilmiyor. iki gündür havası inik havuzun yanına annesinin elinden tutup götürüyor ve her defasında ilginç bir şaşırma ünlemi katıyor ... ahhhhh (tam oyuncuuu)
sanırım bizden ümidi kesmiş olacak ki bugün bir eline mutfaktan bulduğu kepçeyi almış, diğerine de pet şişe. kepçeye su katmış sonrada içindeki birazcık suyu şişme havuza dökmeye başlamış
:)))))
antalyada sudan çıkmıycakmış gibi geliyor...

5 Temmuz 2008 Cumartesi

istanbul

Çocukluğumdan beri yön konusunda bir yeteneğimin olduğunu düşünürüm. bir kaç enterasan anım var tabiki;
mısayibim ile atari merakımızın olduğu günlerde antalyada ilginç bir evimizze kavuşma anı :)))
üniversite ev arkadaşımın bergamadaki evini yıllar sonra şıp diye buluverişim...
falan filan ...
google earth programınıda bu konuda kullanmayı çok seviyorum. aşağıdaki fotolar sırası ile
yeni evim:



okullarımız:


2 Temmuz 2008 Çarşamba

Borçkadan kaçış

çok iddalı bir başlık oldu di mi?
sanki hapishaneden kaçış gibiii...
alakası yok tabii ki de...
çok güzel geçen 2 yıldan sonra borçkada birçok sevdiğimi bırakıp dönmek düşündükçe hüzün veriyor...
kızımın iketi, halası,ayşesi,rabişi,unusu,süt kardeşi
varlıklarıyla güven veren yan komşum, ve de kızımın gürültüsüne dayanan alt komşum
pek değerli medet amcam
iş arkadaşlarım...öğrencilerim
ve de isimlerini hatırlayamadığım bir çok borçkalı sizleri hiç unutmayacam...

tayin isteyip kaçarken ev sahibim sordu, hani 3 yıl daha kalacaktın???
evet 3 yıl daha kalınabilir bir yerdeydim,
ama kuruldukları yeri çok yüksekte gören ve o yüksekte olduğunu düşünenlere yalakalık yapanlardan tiksindiğim için kaçıyorum (dikkatlce okunursa herhangi bir anlatım bozukluğu yapmadığım kanısındayım)
uzatmadan bir teşekkür le yazıma son veriiim
borçkada bir çok insanın karşılıksız yardımına koşan,
yüreği ve ailesi kocaman insana teşekkür ediyorum, geçen zaman daa acıdığım tek şey sizinle geçirdiğim zamanın azlığıdır.
lüks artvinin güler yüzü, türkü taşan yürekli herşey için sağolasın...

yolculuk

yorucu tempodan tekrar bloğuma dönmenin mutluluğunu yaşıyorum...
Arhavide öğretmenlere kurs verme, evi paketleme, tırı ayarlama, yollukları düzenleme sonra tekrar tekrar düzenleme :( yolla çıkma, istanbulda araba kullanmaya çalışma, evi toparlama ve ereğliye dönüş... yazarken bile zorlandım. ne yorulmuşum beee
herbiri ayrı bir yazıyı barındırabilecek bu konulardan zaman buldukça yaziiim barii.

15 Haziran 2008 Pazar

Babalar günü


Munzur Dağı gibi görkemli babacımmm
Babalar günün kutlu olsun :)))
abimle ellerinden öpüyoruzzzz

12 Haziran 2008 Perşembe

hey gidi hey


eski fotoların tadı bir başka canım...

10 Haziran 2008 Salı

Neyzen TEVFİK

internette okuduğum bir haberden sonra ustanın güzel şiiri geldi aklıma, kutsal bilgi kaynağına neyzen şiir yazınca çıktı hemne ortaya :))

Neyzen Tevfik'in ATATÜRK'e dil uzatanlara yazdığı şiir

Ne ararsın Tanrı ile aramda?
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa neden türban sorarsın?

Rakı, şarap içiyorsam sana ne.
Yoksa sana bir zararım içerim.
İkimiz de gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.

Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet.

İşgaldeki hali sakın unutma,
Atatürk'e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın amma,
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz...

9 Haziran 2008 Pazartesi

silifke kampı

(ek bilgi: google a sMetin Rengiilifke kampı yazınca direk benim blog çıkıyor, millette bilgi almak için bakıyor, umarım bakanlar dümdüz gitmemiştir, bu ne biçim site yavvv :)))


bari bilgilendirici bişi yaziim de geleni boş göndermeyelim :))


ahada kalınacak yer...mebin kampı (resme tıkla büyüsün)

Nasılmı gidiyoruz??? mersin otogarından silifke arabasına bin kapızlıda in, köşedeki güleryüzlü abinin dolmuşuna atla o seni kapıda indirir :))




hizmet içi eğitim için mersin silifkeye bakanlık tarafından gönderildim. çocukluğumdan beri hayal ettiğim bir kamp ortamına seçilmiştim. işin ilginci silifkeye gitmek için başvurduğum kurs çıkmamıştı. erzurum kursuna devam nitelikte bir kursa kendilliğinden seçilmiştim :)))









istanbulda kız kulesini görmüştüm ama kız kalesini görmemiştim. rivayete göre kral aşifte kızının yılan tarafından ısırılmasını önlemek için resimdeki kaleye yollamış. (falcı kadının öngörüsü tabi)


sonra prensese üzüm götürürlerken yılan üzüm sepetinin içine atlar (prenses üzümü büyük ihtimal şarap yapıyordur, eee yalnızlık zor tabiii) sonuçta yılan prenses ile demlenirken krala yakalanırlar ve ikisini de öldürülür.










resimdeki güzel insanların çoğunluğu fen ve teknoloji öğretmeni...

sabah öğle ve akşam demeden dersi ve denizi birlikte yürüten ekip...








bunuda yapmasam biryerim şişerdi kesin...








sol baştan sayarsak; alper, ben,bülent,kerim ve ömer. tam bir kafa dinlemeydi benim için arkadaşlar da sağolsun çok kafa adamlardı... fırsat olsa da kerim size otobüs yolculuklarını anlatsa, kesisn çatlarsınız :))) demii yiğeennn





cennete giriş; toplam 900 küsur merdiven, aşağılarda bir kilise ve en dipte torağın altında bir su sesi, nasıl cennet demişler anlamadım...







30 Mayıs 2008 Cuma

kırmızı benekli alabalık



Daha küçük bir çocukken balık tutkusu babamdan bulaştııı. sabahın erken vaktınde beni uyandırmaya kıyamadığı için munzurun kıyısına tek başına giden babamı bulmam zor olmazdı. belli başlı yerlerde avlanırdıkkk.
çeşit çeşit balık yakalamıştık babamla ( tahta, yeşil, sazan, yayın, kaya, kara, peri, yunus köpekbalığı, balina... :))) son üçü abartı oldu, ama bir ara nasıl olta ile tosbağa yakaladığımı yazarım burayaaa :))) ) bir alabalık yakalayamamıştık. bu sebepten benim için efsaneydii, kutsaldı alabalık .
üniversite öğrencisi iken alabalık avında boğulma tehlikesi geçirdikten sonra alabalık yakalamayıda öğrendim ve anladımki iyi balıkçılar alabalık yakalayabilirlermiş ve de alabalık yakalayan kişi de artık alabalıktan başka bişide düşünmezmiş.
öğrencilerimi derse çekmek için 2-3 dakka balık avlarından bahsederim, iş bu ya sınıf öğretmenliğini yaptığım kuzucuklarımdan biri yukarıdaki muhteşem alabalıkları bana hediye etti. tadı gerçekten muhteşemdi fakat üzücü olan bir şey vaar kii o daa bu alabalıklar koruma altında....

27 Mayıs 2008 Salı

kahvede kara değil mi :)


Kucağınıza yatan ve tüm varlığıyla size güvenen bir bebek düşünün...

bakmadığınızda defalarca baba baba baba baba baba baba diyecek kadar inatçı,

sabah sizden önce uyanıp uykunuzun en tatlı yerine edebilecek kadar cadı bir kız...

iyiki varsın kızım ve umarım yüzümü ağartırsın çünkü fotoda çok karaa çıkmışım :)

20 Mayıs 2008 Salı

hüsrev

ko pilotum rizenin çayeli ilçesinde Hüsrev lokantasının çok ünlü olduğunu ve bir çok ünlünün buraya geldiğini anlattı. gerçekten de lokantaya girince bir çok kodamanın fotosunun duvarlara çerçeveler içinde asılı olduğunu farkettik. kurufasülyesi ile ünlü bu lokantada çok leziz bir yemek yedik




fiyat listesine bakmadığımız için 7 ytl bizi biraz şaşırttı :))) ama kurufasülyenin en iyisini yiyeceğinize idaaya girerim ;)
rizeden yolu geçenler mutlaka rize merkeze uğrayıp bekiroğlu lokantasında yemek yesin, mutlaka ama mutlaka deneyin.
aşağıdaki fotoda bekiroğlundan bir kare ve 7 ytl
sanırım ben tam bir etçillim. ve aşağıdaki fotodaki beni daha bir etkiledi.
siz hangisini tatmak isterdiniz???

dağ çileği

bir süredir dağ çileği ile uğraşıyorum, geçen tenefüste iki öğrenci ile çilek avına çıkmıştık, ben 3 tane bulana kadar bizim afacanlar 5-6 avuç çileği doldurdular elime :)))
çatur çutur yedim vallah :))) normal çilekten çok küçük olmasına karşı, daha lezetliler.
alttaki fotoda, cankurtaranda yolunu kaybetmiş birkaç çileğe yolu tarif ediyordum :))

14 Mayıs 2008 Çarşamba

Badminton


Üniversitede gördüğüm bu sporuda sonunda denedim. file ile oynanınca daha zevkli olacağını düşünüyorum :))

8 Mayıs 2008 Perşembe

simge :)

ingilizce öğretmenimiz buket hanım ile bir operasyon düzenleyerek ilçe birincimizi kaçırdık.

sevme sırasına girdiğimiz simgemizi misafir eden buket hanım bizede uğradı. kızımın aşırı sevgisine maruz kalan simge hanım bir ara nasıl yapsamda kaçsam der gibi bakmaya başladı :)))

malum bayanlar kek yapmaya çalıştığı için cemre simgeyi esir aldı :)

bende mılış mılış uyudum tabiiiii

5 Mayıs 2008 Pazartesi

dağçileği


bir tanecik öğrencim geleceğin ( bence avukatı) fen bilgisi öğretmeni simge hafta sonu test çözmekten ayırdığı zaman ile dağçileği toplamış...
çileklerin temizliği, çokluğu ve orantılı büyüklüğünü görünce çok mutlu oldum. bir ara toplama girişiminde bulunduğum için ne kadar zorlanabileceği aklıma geldi :(
yaptığım sınavlarda benimle birlikte cevap anahtarı hazırlayan bu muhteşem öğrenciden tüm öğretmenlerin başına bir tane dilerim :))))

1 Mayıs 2008 Perşembe

Penisilin

Adında bile meymenet olmayan bu ilaç bir çok zıkkıma derman olmuştur. Alexander Fleming tarafından küften (bi çeşit mantar) elde edilen bu antibiyotik bazı insanlarda alerjiye neden oluyor, bazılarında ise belli bir süre sonra alerji oluşturabiliyor. bu ilaçtan dolayı öldüğüm, inatçı bir doktor tarafından hayata döndürüldüğüm rivayet edilmekte...
umarım hiç muhtaç kalmam bu ilaç ve türevine...

30 Nisan 2008 Çarşamba

civciv


Babamın mühendislik harikası, kümes ve odunluk entegre tesisinde tavuk beslediğimiz dönemlerden kalma bir civciv sevgim vardır... ( bir yerde okumuştum yurtdışında çocuklarda hayvan sevgisi oluşsun ve de sorumluluk bilinci gelişsin diye ana sınıfında her öğrencinin bir hayvan beslemesini sağlıyorlarmış...) çok şanslıyım bu konuda, çünkü bir çok hayvan besledim, içlerinde en sevdiğim de civcivler olmuştur. (kaçınızın babası yatağına yumurtadan yeni çıkan bir civciv getirmiştir...(ki düşünün 21 gün boyunca o çocuk tavuğun altını her gün kontrol edecek kadar tırlatmış :))) )

bu konu uzayacak gibi, ben iyisimi özetliiim. öğrencilerimden biri laf arasında civcivlerinin olduğunu çıtlattı. bunu duyar duymaz öğrencimden birini kızıma getirmesini istedim. sağolsun mehmetcim kırmadı beni, civcivi getirdi. civcivi görünce kızımın sevgisi görülmeye değerdi.
öğrencime şıklık olsun diye de civcvin ismini ŞEKER koydum;)))

26 Nisan 2008 Cumartesi

Çay Biçtik



Yeşilin en güzeli içinde bulunmak büyük mutluluk. sabahları içtiğimiz o sıcak çayın bu rengine vurulmamak elde değil.


Bu arada cennetten kopan bir yere yerleşen rabişin evini görmek gönlümüzü açtı...
bide hamarat annesinin hazırladıklarıyla beslenmek harikaydı.


çay biçmeyi yeni öğrendim ama sanırım bu işi becerebilirim...
günlüğü 50 ytl miş :)

17 Nisan 2008 Perşembe

Üzerine su dökülen laptop


Bahar ile birlikte enerji patlaması yaşayan kızım, son vukuatiyle, kalp krizi geçirmeme sebep oldu :)) olaylar şöyle gelişti: şalgam suyu canım çektiğinden marketten şalgam suyu almıştım. eşimden hararet anında şalgam suyu istedim. laptobumun yanına konan şalgamın rengini beğenen kızımda, ilginin ortağı olan laptoba haince bir saldırı gerçekleştirdi. koca bir bardak şalgamın laptoba döküldüğü an ağır çekim gibiydi :)))
hızlı bir hareketle kızımı alıp eşimin üzerine fırlattım :))
pardon onu sonra yaptım :)))
şaka bi yana, hızlı bir hareketle önce laptobu ters çevirdim, akabinde (bu kelimeye de gıcık oluyorum) elektrik bağlantısını ve pilini çıkaardım, sonra saç kurutma makinası ve kağıt havlu yardımıyla israf olan bir miktar şalgamı içtim :))
bir iki iş bilen ile görüştükten sonra bilgisayarı 2 gün dinlenmeye bıraktım.
dınınınımmm işte yazımı bilgisayarım ile yazıyorum ( biraz şalgam kokuyor ama buna da şükür )

9 Nisan 2008 Çarşamba

İlkokul


facebooktan bir ilkokul arkadaşımın yolladığı bu güzel fotoda malesef ben yokkum. öğretmensizlikten dollayı başka bir okula gittikten 2 hafta sonra sınıfıma öğretmen gelmiş.
:( umarım resimdeki herkes kendileri kadar güzel bir hayat yaşıyorlardır...

4 Nisan 2008 Cuma

nisan 1

şaka yapmaya bayılırım, faakat şakaya bir gün sınırlaması bana göre değil. bunu protesto ederek bu senenin 1 nisanını şaka yapmadan geçirdim (daha doğrusu yaratıcı bir şaka bulamadım :)

malesef okula gider gitmez iğrenç bir şakaya maruz kaldım ve üzülerek söylüyorum şakayı yedim :)))

olay şöyle gelişti:

öğrenci- Öğretmenim, öğretmenim fermuarınız açık kalmış!!!!
ben- lennnnnn!!!!(hamle ve sonucundabir iç rahatlaması) kaçmasana laaaaannn, hıyarrrr
gel diyorummm burayaaaa (uçarak tekme :)))

böle bir şakayı yedikten sonra gün boyu şaka yapasım gelmedi.

ikinci şaka girişimi de çok ilginçtii.

ben sınıfa girince, sınıfın seviyesiz bir şakasına maruz kalacağımı bilerek gayet sakin, tedirgin masama doğru yürümeye başladım. masa örtüsünün oturacağım yere doğru sarkık olması beni biraz kızdırdı. çocuklar bu örtüyü neden böle bıraktınız, ( bu aradada sandalyem ile masa arasında örtüyü düzeltiyorum) masa altından vaaaaouuuuuuu a diye bir ses ile bir elin diz kapağımı tutuğunu hissettim. diz bölgemdeki titremeyi kimse görmediği için çok şanslıyım.

birden arka sıralardan ingilizce öğretmenimiz buket hanımın fırladığını farkettim (tosbağa hazretleri sınıfı ayartmış, hep beraber şaka yapıyorlar, bak bak bak)

neyseki öğrenciler karşısında karizmayı kurtardık :))

27 Mart 2008 Perşembe

ahmet arif

şiir dinlemeyi, okumayı ve yazmayı bana sevdiren usta...
selam olsun ruhuna...
bizi bize dosdoğru anlatan, her dinleyişimde içimi sızlatan
türkülere giren, yürüyüşlerde bağıran...
dolabına yazdıran...
yüzüne tüküren...
şarabıyla ağlayan....
hepsinden selam olsun ustaya.

21 Mart 2008 Cuma

forward

bir kaç e mail adresim var ve çoğu zaman arkadaşlarım bana çok güzel emailler atıyorlar. gelen e mailleri beğenmeme rağmen ( tabi ki hepsini beğenmiyorum da işte ayıp olmasın :))) ) genelde bana geleni başkasına göndermiyorum. gönderdiğimin kişiye özgü olması gönderdiğimi değerli kıldığını düşünüyorum ( bu cümlede bi tuhaflık var ama .... büyük ihtimalle cümleyi anlamayanlar olabilir ama zaten anlatmak istediğim de bir kaç cümle aşağıda :) endişeye gerek yok ( borçkada en çok kullanılan cümleyi yaziiim " problem yok" "sıkıntı yok" ). neyse bugün bloğumu yalnız bırakmanın verdiği vicdan azabını azaltmak niyetinde olduğum için bu forward konusunu yaziim dedim. ( yine allak bulak olacak gibi geliyor üffff, yav ben ne anlatıyordum)

bugün gelen 2 e maili sizinle paylaşiim

1. yemeklerden sonra ve ya yemek esnasında soğuk içecek içmemeliymişiz, sıcak içecekler içmeliymişiz: çünkü yemekte bulunan yağ soğuk içecekle karşılaşınca katılaşıyormuş. bu katılaşma işi damarlara kadar uzanıyormuş, uzatmadan sağlıklı bir ömür için güzel bir öneri ( güzel olan ise "bu e maili sevenleriniz ile paylaşın"ı paylaşmak)

2. gençler kitap paylaşımına çokfarklı bir boyut kazandırmışlar. düşünün binlerce genç bu çalışmaya katılmış... okuduğun herhangi bir kitabı, bittirdiğin yere bırakıyorsun.

8 Mart 2008 Cumartesi

7 Mart 2008 Cuma

Çamur

rivayete göre tüm insanlar toprak ve sudan yaratılmıştır. doğal olarak bu maddeler birleşince çamuru oluştururlar.
başta anlatıklarımdan yolla çıkarsak her insanın özünde çamurluk vardır. fark ise bünyeden büyeye görülen kıvamdır. kiminin kıvamı cıvık kiminin kıvamı katı. şükür çevremde cıvık çamurlardan bulunmuyor. tüm katı çamur arkadaşlarıma slm olsun.
son olarak elişimin bir sözü ile bitiriiim "kahpeliğe güç yetmezmiş" ölelerinin yapısında toprak ve suyun dışında sanırım ..ok eklenmiş :)))

5 Mart 2008 Çarşamba

merdivenler





3 yıldır çıkmak için planlar kurduğumuz merdivenleri bugün çıktık.çıkmadan önce merdivenlerin sayısı hakkında bir idaaya girdik. buketblu'nun tahmini 300, benimki ise 270 ti ve tahmin edin en çok kim yaklaştı...
Neyse hava atmiiiim, merdivenler tam 277 basamak çıktı. 145. merdivenin orda dinlenmek için bi oturak yapmışlar :))))



Zirveye vardığımızda çok güzel fotolar çektik:)

merdivenleri çıkmıştık çıkmasına da tatlı bir hüzün çöktü içimize. artık bu yüksek merdivenlere baktığımızda birazcık çekiciliğini yitirmiş gibi mi geldi ney mey şeyyyy