21 Mayıs 2011 Cumartesi

Islık

Tatlı tatlı ıslık çalarken bal kuzum yanıma yaklaştı.
"babacım bende ıslık çalabiliyorum"
şaşkınlıkla, "hadii gerçekten mi?"
ve gösterdi, dil yarım dışardı püskürüverdi :)))
"kuzum oldu mu ? diye sordum.
bu seferde iiiiiiiiiiiiii diye ince bir ses çıkardı bu arada da beni kırıp geçirdi tabiii..
büyüdüğünde buraya bakıp anlatırım artık :)))
( blogum günlüğe mi dönüştü ??)

7 Mayıs 2011 Cumartesi

anneler günü

Sabah sabah evimizin annesini okul kursuna bırakmak için yataktan kalkmış olduğum için pek hoşnut değildim. Bir kaç hafta kaldı diyerek içimden kendime teselli vemeye çalıştım. Her zaman gittiğimiz yolda pazar sabahı 8'de ilerlerken ücra bir yerde çiçekçi gördüm. Eşime
"bu ne yaa ( kim uyanır bu saatte de gelir çiçek alır senden hemde böyle ücra bir yerde)
Eşimde içimden geçenleri bilmeden "bugün anneler günü" dedi ve yüz metre ilerde mezarlık kapısının bulunduğunu farkettik. Yüreğim ezilmişti.

11 Nisan 2011 Pazartesi

13 Nisan 2010 Salı

SINAV


Rüyamda bir sınavdayım, soğuk soğuk terliyorum
İlk soruda adımın anlamını sormuşlar.
İkinci soruda anlamadığım bir şey olup olmadığını!
Üçüncü soruda ikinci soruyu ne kadar ciddiye aldığımı?
Dördüncü soru boş bırakılmış benim doldurmamı bekliyorlar.
Ağız dolusu kötü niyetimi kusuyorum dördüncü sorudaki boşluğa.
Beşte doğru ve yanlış için yer ayrılmış, benim doğrularım pek sığacak gibi değil
Son soru ise klasik. Son soruda kasılmalar başlıyor,
Yorgana bir tekme atıyorum ilk. Sonra yastığı tavana fırlatıyorum
Rüya bitmeden sınavı bitiriyorum. Artık soğuk soğuk terlemiyorum
Yorgansız ve yastıksız yatağımda büzüşmüş üşüyorum…





BARAN OĞUR

1 Nisan 2010 Perşembe

GÜNAYDIN

ÖYLE SABAH SABAH UYANIR UYANMAZ YATAKTAN FIRLAMA
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama

Yarım saat erkene kurulsun saatin

Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..

Penceri aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin

Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin

Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin

Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart

Çek kızarmış ekmek kokusunu içine

Bak güzelim kahvaltının keyfine..

Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis, önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin

Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile

Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla, ohhh şöyle bir hafifle

Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de

Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık

Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa

Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak

Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al..

Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok darda iken kimler seni ferahlattı,

hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?

Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?

Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara

Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..

Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak..

Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun..

Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..

Saklama tabakları, bardakları misafire

Sizden ala misafir mi var bu dünyada

Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil, şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..

Gece evinde, dostların olsun

Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun..

Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?

Ama en önce ve illaki sağlık olsun!
CAN YÜCEL

15 Aralık 2009 Salı

24 kasım

işte 24 kasım şiiri...

Devamlı değişen müfredat ile,

kafası karışan bir bedenim ben.

çırpınıp bir şeyler vereyim diye,

eriyen, tükenen ve bitenim ben.

tatili herkesçe dile dolanan,

geçim derdi ile aklı bulanan,

susuz, yolsuz dağ köyüne yollanan,

itiraz etmeden de gidenim ben.

8-5 memurun gözüne batan,

kimisine göre yan gelip yatan,

ayın 15inde maaşı yatan

ekdersi 10 gün geç ödenenim ben.

ilim düşmanıyla muhatap olup,

gençliği bir dağın başında kalıp,

her eylül ayında umutla dolup,

sonra yavaş yavaş tükenenim ben.

kırtasiyesini kömüre veren,

temmuzda zam alıp dilime giren,

aralık bitince murada eren,

ocaktan ocağa sevinenim ben.

bir harf vermek için filim çevirip,

öğretince çocuk gibi sevinip,

8 ay uğraşıp dönüp devinip,

10 dakkaya teftiş edilenim ben.

kimsesizim, ağamda yok dayımda,

bir seçimde varım bir de sayımda,

senede bir defa kasım ayında,

yalandan kıymeti bilinenim ben,

bir garip memurum öğretmenim ben.

(şairin kim olduğu yollanmamıştı kendisinden özür dileyerek yayınlıyorum)

16 Kasım 2009 Pazartesi

Döğüş...

Dövüş kulübü filminin sonunda bankacılık sisteminin merkezi yok ediliyordu. geçen bir bankada müşteri temsilcisini beklerken filimin neden çok seğredildiğini anladım. ben beklerken müşteri temsilcisi bir çift ile görüşüyordu ( 45-50) yaş arasında olduğunu tahmin ettiğim çift  banka kredisi için başvuru için gelmişlerdi. temsilci bayan çift hakkında hiç bir bankada kayıt olmadığını bu yüzden kendilerine kredi veremiyeceklerini  belirtti. bu yüzden istedikleri 3000 lirayı veremiyeceklerini söyledi. acayip canım sıkıldı. bangır bangır gel krediye gel diye reklam yaparlar, sonrada insanı böyle küçük düşürürler. neymiş efendim bu saçma sapan para oyununun hiç bir aşamasında halaya katılmamışlar. yuh dedimmm yuhhh. keşke cebimde olsa da versem dedim....
neyse hayat işte ....

30 Ekim 2009 Cuma

eğiiiiitttt

Açılınnnnnn karabaran geliyorrr, dağılın bakiiimmm, şuradaki tozları ve örümcek ağlarını biii temizliyimm..
oohhh mis gibim olduu...
bu facebook öldürdü blogları. üstüne bloglardaki sorunlarda tuz biber olduu.
ama en büyük su. biyoda bence...
o yazdıkça yazma şevkimiz artıyordu. o yazmayınca bizimde hevessimiz kaçtı...
bahaneye gerek yokk, en yakın zamanda görüşürükkk ;)

21 Eylül 2009 Pazartesi

???

bloguma ulaşamıyorum, daha doğrusu ulaşıyorum ama açılmıyor ??
kafamı karıştıran ise her blogta bu sorun yok bazıları sadece açılmıyor??

8 Ağustos 2009 Cumartesi

guldik ve açık ekmek

google a baktım guldig denilen bir kavun cinsi için, yoktur böle bişi dedi, dedim allah allah, nasıl olur, nasıl bilmezler, hemen resmini çektim koydum buraya...
çok büyümüyen bu kavun cinsi taddığım en iyi kavun cinsidir. ayrıca çoğu kimse sırf kokusundan dolayı evine , arabasına koyar, çocukluğumuzun bir çok macerasına konu olan bu bitkiyi seviyormuyum neyim :)))
belkide yöreme özgü olduğu içindir.




aşağıdaki açık ekmeğin resmini koymak için çekecektim ama malesef saldırıya uğradı :)))





7 Ağustos 2009 Cuma

Çıralı



Antalya da mutlaka görülmesi gereken bir mekan, Çıralı ve olimpos sahili . çoğunluğu yabancı turistin dadını çıkardığı bu sahil, deniz tosbağalarının yumurtlama mekanı...

çıralı çıkışında hemen antalya ya gitmeyin sakın, anayola çıkışta ulupınara inip havuzbaşı veya daha aşağıda botanik adlı mekanlara mutlaka uğrayın. o an ordan geçmiyor olsanız bile, antalyadan kalkıp kahvaltı etmeye gitmenizi tavsiye ederim...hemüde şiddetleeeee tavsiyeee.

su üzerinde bir platformda dört dörtlük hizmet ile alabalıklarınız ve yemek öncesi mamişlerinizi zevkle yerken bana teşekkür edeceksiniz..




24 Temmuz 2009 Cuma

yüzme dersleri




İlk yüzme deneyimini munzurda babamın belime bağladığı bir kemerle yaşamıştım, malesef başarı ile sonuçlanmamıştı, eeeee deli gibi akan bir nehirde anca batar batar çıkarsın :)))

sonra abimlerle havuzda ilk defa su üzerinde kalabilince "tamam" dedim. sonra gerisi geldi, kurbağalama , kulaç, sırt üstü, köpekleme , kelebekleme, filleme ve su üzerinde sektirme :))))




neyse sıra kuzumun yüzme öğrenmesine geldi, ona küçük bir simit yettii, küçük bir su perisi gibi çıpır çıpır yüzüyor :)))




19 Temmuz 2009 Pazar

girdap


yazmak için sıcak deniz için güzel günlerin gelip geçtiği bu günlerde, köprülü kanyon yolunda güzel bir piknik gününde aspendos un yakınında mangallı, efesli, yüzmeli müzmeli bir günde çok ilginç bir deneyim kazandım :)))

güçlü nehirin ikiye ayrılan kolu bir mesafe sonrasında tekrar birleşiyordu, bizde 4 kafadar, soğuk ve güçlü nehire kendimizi atıp dururken, iyi yüzmeme güvenip iki suyun kesişim noktadına doğru yüzmeye koyuldumm, derken tam birleşme noktasında suyun altına doğru çekilmeye başladım, kulaçlarım ilginçtir işe yaramadı ve kendi etrafımda su beni döndürüp durdu :)))

tavsiye etmiyorum denemeyin, ilk saniyedeki telaşımı atlatamasaydım işler biraz da farklı olabilirdi :)))

neyse herkeşe iiii pineklemeler...

2 Temmuz 2009 Perşembe

susurluk ayranı


Balıkesir gezisinde susurlukta ayran ve tost molası



ortadaki ayran benim :))))

22 Haziran 2009 Pazartesi

mustafa sevinçli


googla bakınca umarım ilk aramada bu çıkar :)))


sınıf ve ev arkadaşım değerli dostum...
özlemişim muhabettini.
iki gece de sabah 3 lere kadar ne konuşulur ki :)))
faruuuuukkkk :)))
yeni okullarınızda ve evinizde huzurlu günler diliyoruz ...

16 Haziran 2009 Salı

babam ve oğlum



arkadaşlar yine kopardılarr beni :)))

15 Haziran 2009 Pazartesi

takdir

Cemre abi ve ablalarına takdir ve teşekkür dağıtırken

28 Mayıs 2009 Perşembe

van tu tri

kaliteli zaman etkinlikleri ....

24 Mayıs 2009 Pazar

misafirlerim


arada sayaçtan bakıyorum nerelerden bloguma giriliyor diyeeee,
kardeşim bi slm attın bi yorum yazın,
yok...
oku kaç oku kaç...
ahada bloguma gelenlerin dağılımı :)))
bulacam olum sizi bulacam...
gaçamannnnn...







mesela erzincanlı arkadaş önce buketi okuyup sonra bana uğruyon galibaa :))


slm sana ( bari ben slm veriim)





Herkesin adresini vermiim, burdan demi ...
stanbul, Kocaeli, Bursa, Muğla, Antalya, Ankara, Ardahan, Artvin, Kars, Erzurum, Van, Malatya ve Dirbakırdaki misafirlere slm ;)

masaüstü resim


harika denediğim masaüstü resimleri

tıklayın

resim açılsın

sonrada sağ tıklayıp arka plan olarak seçi işaretleyin;))





















22 Mayıs 2009 Cuma

spor


şimdiden spora başladık :D

yalnız gövdeyi pek kaldıramıyor gibi....

12 Mayıs 2009 Salı

ıslık

küçüklükten beri ıslık çalabilenlere gıbta ile bakarım, ben ıslık çalmaya çalışırken havayı hem alıp hemde vermeye çalıştığım için, görenler aval aval yüzüme bakarlar, ne yapıyor bu acaba derler ...
ama ne güzel huyum varki, amaaaannn der devam ederim :)))
aşağıda da eşimin dinleme yasağı koyduğu parçayı paylaşiim dedim


4 Mayıs 2009 Pazartesi

zeynoş








iki resim arasındaki farkları bulmayın aramayın bariz ortada zaten :)))

3 Mayıs 2009 Pazar

bir erzurum gezisi daha


evet malesef bir erzurum gezisi daha...

kurs arkadaşları ile tekrar buluşmak çok sevindiriciydi (bülent yokluğun belliydi kardeşşş).

kursa damga vuran olaylar...

-adiiiiyosss :)))

- afganistanlı , kendisi şahit :)))

19 Nisan 2009 Pazar

hoşgeldin







Torunlarının yanında olduğu için mi bu kadar mutlu yoksa mekan mı hoşuna gitti...

Bence ikiside :))))

16 Nisan 2009 Perşembe

gururlanmak



Artvin ilinin, Borçka ilçesinin Demirciler İlköğretim Okulunun pek değerli pıncırları (puket hanımın tabiri ile) tüm imkansızlıklara rağmen köyler arası ve sonra ilçede bilgi yarışmasındaki BİRİNCİLİĞİNİZİ tebrik edip gözlerinizden öpüyorum...

Umarım sizin bu büyük başarınız oradaki bir çok kişinin kafasında danggggg sesini oluşturur...
sevgilerimle...

14 Nisan 2009 Salı

4 Nisan 2009 Cumartesi

bobilere teşekkür

yine süper bi espiri :))))
süper mario iş başında

3 Nisan 2009 Cuma

23 Mart 2009 Pazartesi

bir gün yapacam

Ne zamandır yapmayı düşündüğüm bir iş, elaman benden önce davranmış. İlginç olan ise bir çok insanın bu baloncuk pıtlatma işinden zevk alması...

21 Mart 2009 Cumartesi

gülen kuzu

Suyu bu kadar seven bi kuzu daha olamaz sanırım :))))

atıyorsun kazandığınla tekrar alıyorsun

resimdekilerin 3 katı kadarınıda çoktan kızımla hallettik :)))
güzel bir promosyondu :))))


seçim

bobilerde gördüğüm çok güzel bir espiri :))))


17 Mart 2009 Salı

yıldırım

küçüklükten beri şimşek ve yıldırım izlemek beni mutlu eder ( komşumuz şenay abla ile elele tutuşup dönerken şimşek ışıltısına verdiğimiz pozlar bir çok dergi kapağından daha etkileyiciydir)


komik ve acımasız

http://www.bobiler.org/

yukarıda bir arkadaş sayesinde ziyaret ettiğim bir bloğun adresine yer verdim. bence sık kullanılanlara ekleyin, arada ziyaret edersiniz.

Eleştiride acımasız, espiride çok yaratıcılar...

15 Mart 2009 Pazar

pratik yemek

Bi pilav bile yapmamış birinden yemek tarifi almak üzeresiniz, dikkat edin. ( ee cem yılmazın dediği gibi " yiyiciyiz abi biz, yesenize olum!!!"
önereceğim yemeği yapması kolay yemesi daha kolay...
önce domates ve sucuk göcük göcük doğranır...

aliminyum folyo içine boca edildikten sonra, tuz ve karabiber ile karıştırılır. üzerinede kaşar ince ince serilir. Eşim rendele dedi amaa ben üşendim, ne de olsa öle de eriycek bölede eriycek


folyo kapatılır açık kalmayacak şekilde, tavaya konup en kısık ateşte ocağa fırlatılır...


10 dakka sonra yemek hazır.

ordan bu ne ya menemenle aynı filan diyen olursa, dalarım bak.
ayrıca bunun köz üzerinde daha lezetli olacağını düşünüyorum. folyoyu kapat at köze ohhh :)))
dahaa pratik bi yemeğim daha var artık onuda sonra eklerim..
yiyin gariii :)))

14 Mart 2009 Cumartesi

güzel bir fıkra

Bir Fransız generali bir İngiliz generaline
“Neden hep kırmızı giyiyorsunuz? Düşman için çok kolay hedef olmuyor musunuz?” diye sormuş.
İngiliz general, “Böylece kan izi belli olmuyor. Diğer askerlerin de morali bozulmuyor” diye cevap vermiş.
O gün bugündür Fransız askerleri kahverengi pantolon giyiyor...

:)))))) :))))))))))))) :)))))))))))) :)))))))))))

7 Mart 2009 Cumartesi

BİZ ÜÇ KİŞİYDİK

Hoşçakal yusuf hayaloğlu, hoşçakal...
BİZ ÜÇ KİŞİYDİK

Biz üç kişiydik;
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Üç ağız, üç yürek, üç yeminli fişek...
Adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara,
Boynumuzda ağır vebal, koynumuzda çapraz tüfek...

El tetikte kulak kirişte
Ve sırtımız toprağa emanet...
Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi,
Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık.
Deniz çok uzaktaydı
Ve dokunuyordu yalnızlık.
Gece uçurum boylarında,
Uzak çakal sesleri
Yüzümüze, ekmeğimize,
Türkümüze çarpar geçerdi.

Göğsüne kekik süredi Nazlıcan,
Tüterdi buram buram.
Gizlice ona bakardık,
Yüreğimiz göçerdi...

Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan'ı,
Ateşböcekleriyle bir oldu kırpışarak tükendi.
Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza,
Kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak tükendi...

Oy Nazlıcan vahşi bayırların maralı,
Nazlıcan saçları fırtınayla taralı,
Sen de gider miydin böyle yıldızlar ülkesine,
Oy Nazlıcan oy can evinden yaralı...

Nazlıcan serin yayla çiçeği
Nazlıcan deli dolu heyecan
Göğsümde bir sevda kelebeği
Nazlıcan ah Nazlıcan...

Artık yenilmiş ordular kadar
Eziktik, sahipsizdik
Geçip gittik, parka ve yürek paramparça,
Gerisi ölüm duygusu, gerisi sağır sessizlik,
Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda...

Bedirhan'ı bir geçitte sırtından vurdular...
Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları,
Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca,
Titredi ve iki yana düştü kolları....
Ölüm bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını
Devrilmiş bir ağaçtı ayışığında gölgesi
Uzanıp bir damla yaş ile dokundum kirpiklerine
Göğsümü çatlatırken nabzımın tükenmiş sesi...

Sanki bir şakaydı bu, birazdan uyanacaktı,
Birazdan ateşi karıştırıp bir sigara saracaktı
Oysa ölüm sadık kalmıştı randevusuna ah
O da Nazlıcan gibi bir daha olmayacaktı...

Ey Bedirhan; Katran gecelerin heyulası,
Ey Bedirhan; Kancık pusuların belası
Sen de böyle düşecek adam mıydın konuşsana,
Ey Bedirhan ey mezarı kartal yuvası...

Bedirhan mor dağların kaçağı
Bedirhan mavi gözleri şahan
Zulamda suskun gece bıçağı
Bedirhan ah Bedirhan...

Biz üç kişiydik
Üç intihar çiçeği
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Suphi...

3 Mart 2009 Salı

hiç bitmeyen yemek

resmi email ile bir arkadaş yollamış :)))

çok güldüm buyrun sizde gülün.

ha aranızda bu ne be, neresi komik bunun diyenler olabilir veya ben bu resmi görmüştüm falan diyenler de olabilir. onlarında hoşgörülerine sığınıyorum

özellikle sulu yemek sevenler, dışarıda yemek yerken dikat edin...

27 Şubat 2009 Cuma

lülü gelmiş hoşgelmiş


Evimizi şenlendiren değerli dostumuz, hoşgeldin...


romaya vardığında papaya slm söleee...

bol bol resim çek e miii....

20 Şubat 2009 Cuma

göbeğim

bir arkadaş ile kilo hakkında konuşurken, iş inada bindi, dedim bak bloğumda göbek ile ilgili şiir yazdırma bana, netekim yazdırdı. aha da yazıyorum :))) tüm geöbeği ile mutlulara...

Mutluluk getirdin bana ey yüce göbeğim

Köy deviren tarafıma inat senin için beslenirim.

Gölgende karıncalar ve kuşlar besledim.

Tepsiye gerek yok artık sen varken göbeğim

Yemeği kesip spor yaptırdılar

Sensiz mutlu olacağımı sandılar

Ama bir türlü anlamadılar

Sensiz olmuyor ey yüce göbeğim

Her öğün yedim kana kana

Ama sen hiç yüz çevirmedin bana

Gömlek düğmelerini iterek hep göz kırptın bana

Ütüye gerek bırakmadın benim yüce göbeğim...

Yazan : BEN:)))

19 Şubat 2009 Perşembe

radyom yayına başladı

ara tatilde radyo yayını denemelerinden sonra artık saatlerimiz belli olsun di mi.
hafta içi salı ve perşembe saat 23:00'ten 24:00'e kadar...
salı günü türkü ve istekler...
perşembe günü Jazz, Blues ve enstrümantal parçalar...
aktif bir şekilde katılabileceğiniz bir ortam ( ne lan buu reklam gibi oldu. kardeşim isterse kimse gelmesin kendim çalar kendim dinlerim allah allahhhh :)) di mi ama )
di di di diiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii


eee adresss???

işte adressss

http://site.mynet.com/bbaro/

18 Şubat 2009 Çarşamba

taşa bak


işe bakın yaaa sen Artvinde bir kayanın parçasıyken suların etkisi ile kop, derken yuvarlan yuvarlan git güzel bir bayanın evinde boyan derken istanbula gel bi de ordan tüm dünyaya resmini yay

bu güzel hediye tabi bir kaç arkadaşınıda kendi ile getirmişti ama neyse ki konumuz onlar değil . açıkcası bloğunda bu taşları görünce ağzım sulanmıştı tekrar ve takrar teşkürler. gerçi birileri arkadaş arkadaşa teşekür etmez diyor du da neyse boşver o bıngılı :)))

lap topa su döküldü


counter dan baktım. Bazıları benim sayfama google dan "lap topa su döküldü" araması ile misafir olmuş ( gerçi benimkine cadaloz kızım şalgam dökmüştü ama neyse) umarım aradıklarını bulmuşlardır. ben yine özet geçiiim. lap topunuzun tüm elektrik ( pil de dahil) bağlantılarını kesin 3 gün kuru ve sıcak ortamda tutun ve kesinlikle çalıştırmayın.

ara tatilde antalyadayken bebişler üşümesin diye evi fazla mı ne ısıttık ne !!! derken benim bilgisayarda kurumuş şalgam suları gevşeyivermişler. sabah baktım çalışmıyor. neyse istanbulda bakarız dedim. eve yakın bi ..ş.ba servisini aradım ...

-asus ta tamir edebilirmisiniz???

-hallederiz abiii

iki gün sonra aradılar.

-abi lap tobun ana kartı yanmış

-eeee

-anakartı değişecez

-ne kadar tutar

-880

-hönggg

-yapalım mı

-zöng

-abii??

-abiler götürsün seni

-anlamadım

-şey yok kardeşim ben şimdik işteyim sonra arıycam sizi

aciiiyiiip moralim bozzuldu. arkadaşlar git yenisini al yaaa dedilersede

bilgisayarıma olan sevgimm beni engelledi

dedim dur şu anakart fiyatları ne bii bakimmm...

350 ile 400 civarı olduğunu görünce tepem attı. dedim herhalde bunlar 300 e tamir yapacaklar üstünü de kavun, peynir ve rakı alıp lap taobumun üzerinde dansöz oynatarak alem yapacaklar...

neyse hemen internetten araştırma yaptım 4 yer belirledim tlf aradım, fiyat filan aldım uzatmiiim. en son kadıköyde bir elektronikçi iş hanında 280 e tamir ettirdim ve de ne güzel ki şimdik size yazabiliyorum :DDD

14 Şubat 2009 Cumartesi

osuruk maçı :))))

üniversitedeyken ilk yıllarda yurtta kalıyordum. 8 kişilik odada aynı sınıftan arkadaşlar ile barınıyorduk :)))
bir akşam üstü lavaboya uğramıştım elimi yüzümü yıkarken lavabonun köşesine yaslanmış iki yakın arkadaşımın sohbet etmekte olduğunu gördüm. derken yanımıza aynı odadan bir arkadaş geldi. 4 kişi çökmüş sohbet ederken sigara tüttüren lerden biri kaçırıverdi bırrrtttt. diğer arkadaşta arkadaşı bozmamak için
- bir sıfır öndesin dedi hemen akabinde booorttttt diye salladı sonra bir bir dedi.
-sonradan gelen arkadaşta şoka girdi tabi
derken ilk golü atan bi tane daha salladı bırtttttt
-durum iki bir dedi
bunun üstüne şoktan çıkan arkadaş orta sahadan salladı
bııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııırtttttttttttttttttttttttttttttrtttttrtrtrtrtrtrtrrtttttttoooottrrrtttt
-sonrada sevinç naraları atarak ben kazandımmm diye çığlık atmaya başladı.
diğer iki arkadaş hadiii len bu basket maçı mı bu bir sayılır dediler
aklıma geldikçe halen güldüğüm bu olay tam bir çok güzel harerketler bunlaralıkkkkkk

12 Şubat 2009 Perşembe

bilgisayarım bozuldu :(((


Yazma eylemi bende içten gelen bir dürtü olmasına rağmen bu dürtüyü artıran dış etmenler yok değil...bloğumdaki sayaç bana sizler hakkında birazcıkta olsa bilgi veriyor. birilerinin yazdıklarımı okumasıda bana haklı olarak haz veriyor ( kafiyemi yaptım ne :)))
bilgisayarıma kavuşunca daha sık görüşmek üzere...

1 Şubat 2009 Pazar

çok güzel hareketler bunlar

"bıçağı asağa koymuş"

"benimkini sola koymuşta ne olmuş , ağzı bu tarafa bakıyor "....

süper yaaa

25 Ocak 2009 Pazar

geometrik şekiller





Yukarıdaki birdanem ile kaliteli zaman geçirmeye çalışırken, beşik cevabı beni bayaa dumur etsede , kuzumun yaratıcılığına hayran kaldım :)))


kıvırtma

kısa bir kıvırtma ama etkili :)))

ali baba ( kaliteli zaman etkinlikleri)

ali babanın çifliğini finolar basmış :)

20 Ocak 2009 Salı

yemekteyiz

Bu aralar tv de bir program var sanırım izlemeyen yoktur. yemekteyiz ( zıkkımdayız).

üniversitedeyken çok güzel yemek yapan bir ev arkadaşım olduğu için genelde salata dışında pek bi yemek yapmış değilim ( bi çorba veya pilav bilem yapmış değilim ).

netekim ( bu kelime de bana erdal ereni hatırlatıyor ???) ben bu yarışmada olsam ne yapardım diye düşünüyorum bu aralar :))

- menüyü alanca büyük ihtimalle şok yaşarlar
1-ekmek
2-su
3-soğanın cücüğü
4- dut kızartması ( bi ara nasıl yapıldığını anlatırım, talep gelirse tabii)

her bir misafirin tabağına 5 cücük koyarım
sonra da kenera çekilir katıla katıla gülerim :)))
inadına gittiğim her evde de tabakları silip süpürürüm
hepsine de 10 verirrim
ne demişler ( mı dur hevdın bugın) benden uzak birbirinizi yeyin :)))

16 Ocak 2009 Cuma

Melekale

ERDAL BAYRAKOĞLU güzel söylemiş, buyrun dinleyin...

Başta giriş ağır ama müzik sonra hızlanıyor ( az bişi dinleyip ehhhhh diyeceksen hiç açma kardeşim, kızdırma adamı, tovbeee tovbeee,üç dinlemeden sonra

başlıycan mırıldanmaya, garantiii veriyorum, melekale ti galii meleka titi galii :))))

15 Ocak 2009 Perşembe

şoray uzun yolda

+18 küfürlüdür dikkat

Facebookta arkadaşın gönderdiği aşağıdaki video bayaa güldürdü beni

buyrun sizde gülün

9 Ocak 2009 Cuma

4 Ocak 2009 Pazar

zeynebim


zeynep bu güzellik var mı soyunda

elvan elvan güller biter bağında

arife gününde bayram ayında

zeynep'im zeynep'im allı zeynep'im

beş köyün içinde şanlı zeynep'im

zeynep'e yaptırdım altından tarak

tara zülüflerin bir yana bırak

zeynep'e gidemem yollar pek irak

zeynep'im zeynep'im allı zeynep'im

beş köyün içinde şanlı zeynep'im

söğüdün yaprağı narindir narin

içerim yanıyor dışarım serin

zeynep'i bu hafta ettiler gelin

zeynep'im zeynep'im allı zeynep'im

beş köyün içinde şanlı zeynep'im

kangal'dan aşağı mamaş'ın köyü

derindir kuyusu serindir suyu

güzeller içinde zeynep'in huyu

zeynep'im zeynep'im allı zeynep'im

beş köyün içinde şanlı zeynep'im



31 Aralık 2008 Çarşamba

MUTLU YILLAR

küçükken hep heyecanlanırdım yeni yıl ne getirecek ne getirecek????
bana zaten en sevdiğimi getirirdi, lapa lapa, bembeyaz bi dolu kar getirirdi...

herkese bi ton sağlık, bi ton mutluluk, bi ton da para getirmesi dileğiyle ( mümkünse paralar bozuk para olmasın )

MUTLU YILLLARRR

30 Aralık 2008 Salı

şöförlük

bir süredir kafamdaki bu konu hakında yazma istediği duyuyordum ,,, aşağıdaki videoyu da izleyince!!! ertelemeden yaziiim bari dedim...

ehliyet alırken pratik yaptıkça arabayı kullanma yeteneğimiz artıyor. arabaya olan hakimiyet arttıkçada kendine güven yükseliyor. daha sonra insanlarda kendine güvenin etkisi ile kurallara uymama, hız yapma ve başkasının trafikteki önceliğine el koyma gibi istenmedik özellikler ortaya çıkıyor...

zor bir kavşakta çıkmakta zorlandığım bir gün, karşı yönde gelen şöför hızını keserek geçme önceliği kendisinde olmasına rağmen ( arkasında da araç yokken ) benim geçmeme izin verdi. o zaman anladım trafik evriminin son basamağında insan trafikteki herkesi düşünen bir canlıya dönüşüyor. BEN bu insanlara şöför diyorum... ötesi ya trafik canavarı yada trafik canavarcığı diye adlandırılabilir...


VİDEO + 18 dir dikkat

29 Aralık 2008 Pazartesi

ZEYNEP

Bir kuzucuğumuz daha olduu...




28 Aralık 2008 Pazar

yeni bir görünüm

Arkidişler yeni bir görünüş oluşturalım dedik umarım beğenirsiniz... ( dedik dediğime bakmayın direk ben dedim yanımda kimse yoktu, e madem yoktu neden dedik diyorum, arkamda sağlam bir topluluk var hissini mi uyandırmaya çalışıyorum, belki evet belki belki, belkide hereeeeeee
şomiyen şu tarafta ( iç içe parenteze de bayılıyorum, şomiyen hikaayesini anlatırmıyım bilemem, çünkü biraz belden aşağı olabilir, belkide olmayabilir ( tamam bu günlük bu kadar kaybollll...)))

27 Aralık 2008 Cumartesi

anladım

Usta yazmış vallah,,

sonuna kadar dinlemeni şiddetle tavsiye ederim ...

25 Aralık 2008 Perşembe

kaplan beslemek

Adamı işe almışlar, adam da zanetmişki kaplanlara yemek verecem. kafese girdiğinde yemeğin kendisinin olduğunu anlaması geç olmamış :)))))))

20 Aralık 2008 Cumartesi

sıcak ekmek


küçükken ekmek fırınları evimize yakın olduğu için ekmeği sıcak sıcak yeme şansımız vardı.

babam fırından aldığı sıcak ekmeği anında sofraya yetiştirirdi. sıcak ekmeğinde ortasına yağı sürdümü allllaaaahhhh kuzucuklarına yedirirdi

şimdi baba olduğum için daha iyi anlıyorum, eve sıcak ekmek taşımanın zevkiini...
evimin altında bir fırın var ve sanırım ben bu aralar sıcak ekmek taşıma işini abartıyorum..
Bu arada açık ekmek yeme şansınız oldu mu hiç????
bir yerde görürseniz mutlaka deneyin...

14 Aralık 2008 Pazar

bush'a ayakkabı

hatırladığım kadarıyla, o ayakabılar, saddamın heykeline de şap şap diye vuruluyordu...

8 Aralık 2008 Pazartesi

pimpirik baba & elektriklenme

cadoloz cemremin saçları tiken tiken ( ben de çok pimpirikmişin beee, okan koşşşş kşşşş :))))

6 Aralık 2008 Cumartesi

misafirimiz yusuf

Geçen gece üniversiteden arkadaşımıza uğrayalım dedik. laf lafı açıp zaman ilerlerken, mılışımızın uykusu geldi ve biz evin yolunu tuttuk. gece 1.30 gibim herkes datlu datlu kestirirken ben de yavaştan yavaştan uyiiiim dedim. cemrenin bezinin kokusunuda evde yayılmaması için, küçük tuvalete atiiim de bari öleee uyiim dedim. bi baktım tuvalet kitli ?????
nasıl olur????
içerden kitlenebilir ancak????
olur mu böle şey????
içerde hırsız mı var acaba????
derken yusuf yusuf yusuf geldi....
3.30 a kadar kapıyı açmaya çalıştım. bi yerden kapıyı dinliyorum, bi yerden kapıyı zorluyorum. en son kapının içerden bile açılmasını sağlayacak mekanizmayı çıkarıp kendimizi garantiye aldım. bir makas ve demir keratayı alıp yatağın yolunu tuttum. sesizlik içinde kulağım kapıda uyuyuvermişim...
rüyamda kapının önünde ben ve yusuf beklerken, birden birinin küçük tuvaletini yaparken kii sesini duydum. yataktan bi fırlamışım ( tabi yusuf bağırıyor yusuf yusuf yusuf) anladım rüyaaa. amaaan dedim tekrar uyudum.sabah öğrendik ki o kapıda bi sorun varmış .....
korku filmi gibim bi geceydi yaniiii anlıycanııızzz :))))

29 Kasım 2008 Cumartesi

mılışımız

Bir pazar günü kedi cemre kuş peşinde :))))

27 Kasım 2008 Perşembe

mimlenmişik

bari bilgeyi mimlemede onu da ben mimleyim...
şimdi ben kimi mimliycem...tovbeeeee tovbeeeeeeee

GARİP HUYLARIM

Bikerem bana kar şakısı yapılmaz, kesinlikle altta kalmam :)))) (en son bir ingilizceci arkadaşa kendisi kadar kartopu atmıştım :))))

acayip bahane bulurummm ( yok efendim işin aslı m.ö. dayanmaktadırrr, falandır da filandır...)

fıkra arşivim çok fazladır, genelde bana anlatılan bir çok fıkrayı anlatanın ağzınaa tıkarım :)))

spor izlemektense yapmaya bayılırım...

döverek severim :)))))))

25 Kasım 2008 Salı

heroes

bir hafta bekle sonra beğendiğin dizi 40 dakka da bitiversin. üstelik tam ortasında gıcık bir şekilde reklamları izle öğğğğğ
ne güzelki aşağıdaki siteden 2 aylık bölümü bir günde bitirmiş bulunuyorum, oh beee rahatladım

23 Kasım 2008 Pazar

nar yeme şekli 2

geçen eklediğimiz nar yeme şekline çok fazla teşkür aldığım için, üşenmedim yeni bir nar yeme şekli yayınlıyorum....

evet geçen yayınladığımız nar yeme şekli için fazla kuvvet gerektirdiği için daha nazik olanlar için biraz daha kibar olanını anlatiiim. (üni. arkadaşım fahrinin annesinden öğrenmiştik)

önce narın üst bölümünü bıçakla keselim (resimde çok alttan kesmiş, ben daha üsten kesmenizi tavsiye ediyorum, yoksa şıp şıp diye nar lekesii iğiyyy)



sonra narın damarlarından altına doğru bıçak ile ince bir şekilde çizilir.


tüm damarlar resimdeki gibi bıçakla çizilir (yine resimdeki çok derin çizmiş) . ..

en son olarak nar iki avuç arasına alınarak ayrılır. artık nar elma dilimleri şeklinde tabağınızda sunuma hazırdır... ( yine de ben birince tekniği daha çok seviyorum, kendi buluşum olmasından kaynaklı olabailr :)))

Zaman

zaman ağır bir bataktı sanki.... (bize düşen yanmaktır 2001)

zaman dediğimiz kavram insanların uydurması. o kadar gerçekçi ve etkileyiciki, herkesi etkisi altına almış. çok uzun yazmamayı ilke edinmişken bu konudan nasıl çıkacam ...telaşlandım birden.

örnek 1: canlıların yaşları vardır ama herbirinin yaşamını sonlandırma süresi faarklıdır. hücresel anlamda bir hücrenin yaşam süresi farklıdır burdan yola çıkarak 40 yaşında herkes aynı ölçüde yaşlanmaz

örnek 2: herhangi bir olayın gerçekleşme süresini değiştirirsek zamanıda değiştirmiş oluruz.

misal dünyanın kendi etrafında dönme süresi dünya için böyledir. sadece bizim gezegenimiz 365 gün 6 saat te yıldızının etrafında dolaşır.

öfff ne karıştı demi kafanızzzz. aslında amacım güzel bir paylaşım yapmaktı.
zamanımı yaşarken sevdiğim dizileri hep kaçırırım. şimdi öyle bir site buldum ki burdan çok beğendiğim dizilerin izleyemediğim bölümlerini izleyebilirim...

TAVSİYE DİZİLERİM

Big Bang Theory 1.Sezon (bir kaç bölüm izledim, komedi, )

Dexter 1.Sezon (bir kaç bölüm izledim, psikolojik gerilim, )

Dr. House Md 1.sezon (izlemeyi planladığım ve bir türlü başlayamadığım, )

Heroes 1.Sezon (2 sezonunu peş peşe izledim)

How I Met Your Mother 1.Sezon (2 sezonunu peş peşe izledim)

Kyle XY 1.Sezon(izlemeyi planladığım ve bir türlü başlayamadığım, )

Lost 1.Sezon(2 sezonunu peş peşe izledim)

Prison Break 1.Sezon(2 sezonunu peş peşe izledim)

Smallville 1.Sezon(2 sezonunu peş peşe izledim)

South Park 1.Sezon(2 sezonunu peş peşe izledim)


nerden mi izleyeceğiz :))))
işte burdaaa
http://www.canlidizi.com/index.php

18 Kasım 2008 Salı

yeni bir fıkra

fen okulu gurubundan aldığım bir fıkra ;)))
bence gayet doğru, bu konu ile ilgili bir yazı yazma planımıda tamamlamış bulunuyorum.

Kadınların gidip kendilerine erkek (koca) seçebilecekleri bir erkek dukkanı (magazası) açılmıstır. Magaza 5 katlıdır ve her kat çıkıldıkca erkeklerin nitelikleri de yukselmektedir.
Magazada sadece tek bir kural gecerlidir: herhangi bir katın kapısından iceri giren kadın o kattan alıs-veris etmek zorundadır ve eger bir üst kata çıkmak isterse tekrar aşagı katlara inemez.
Bir gun bir grup kız arkadaş kendilerine erkek seçmek icin magazaya gider.
Ve....1. KAT'ın kapısında şunlar yazılıdır: Bu kattaki erkeklerin calışacak bir işleri var ve çocukları da severler.
Kızlar yazılanları okur ve şöyle derler: Eh hiç yoktan iyidir ama bir de üst kata bakalım'.
2. KAT'ın kapısında yazılanlar: Buradaki erkeklerin iyi bir işleri var çocukları severler ve son derece yakışıklıdırlar.
Kızlar: Hmmm hiç fena degil ama acaba bir üst katta ne var ?
3. KAT : Buradaki erkeklerin çok iyi birer işleri var çocukları severler son derece yakışıklıdırlar ve ev islerine de yardım ederler.
Kızlar:Aman Tanrım cok etkileyici ama yukarıda baska katlar da var.
4. KAT : 'Buradaki erkeklerin işleri cok iyi çocukları çok severler gayet yakışıklı olup ev işlerine yardım ederler ve ayrıca son derece romantiktirler.
Kızlar çıglık atmaya başlarlar: 'İnanılmaz bir üst katta bizi neyin bekledigini bir düşünün!; Ve bir kat daha çıkarlar...
5. KAT'ın kapısında sunlar yazmaktadır: 'Bu kat bostur ve sadece kadınları memnun etmenin mumkun olmadıgını kanıtlamak icin konmustur. Çıkış soldadır; umarız inerken merdivenlerden yuvarlanırsınız

15 Kasım 2008 Cumartesi

tenis


2 aylık bir tenis dersinin ardından ilk turnuvama katılmış bulunuyorum...
3 maçtan iki tane kazanırsam gruptan çıkabileceğim söylendi. ilk maçı yaptığım kişi hakkında küçük bir araştırma yapiiim dedim. aldığım cevap biraz ümit kırıcıydı.
- büyük ihtimalle turnuva birincisi olacak kişiymiş :(((((
böle bir olayda küçükken yaşamıştım. tunceli anadolu lisesindeyken yeni öğrendiğim satrançı bir turnuva ile sınıyim dedim. ilk rakibim türkiye 2. olunca boyumun ölçüsünü çabucak alıverdim. ikinci maçı ise elemanın kardeşi ile yaptım, sonuç malüüm ( bunlar evde habire maç yapıyorlarmıymış neymiş , sinir oldum çelme takıp ikisini birbirine vurdurma planımdan son anda vazgeçtim) neyseki üçüncü maçımı kazandım da eve puansız dönmedim. o olaydan sonra satrançtan aciiip soğudum.
düşünsenize iki tip karşı karşıya oturmuş (ben genelde hızlı oynarım, rakibi beklerkende aciiip sıkılırım, artık hayal dünyasında gezinirken, bir ses gelir sıra sende.... pişti mi haa pardon :)))
sonra bakarım... allah belanı vermesin bunu mu oynadın leeen, iki saatir bu hamle için mi bekletiyon beni, tovvbeee tovbeee...çaaattt paaattt :)))
neyse uzatmiiim ben bu gece
6-3
ve
6-0
yenildim. artık önümüzdeki maçlara bakceeez
gruptan çıkarsam haber veririm, bir haber çıkmazsa, sizde sormayın anlayın artık tammaaaam mııııı...