31 Aralık 2008 Çarşamba
MUTLU YILLAR
bana zaten en sevdiğimi getirirdi, lapa lapa, bembeyaz bi dolu kar getirirdi...
herkese bi ton sağlık, bi ton mutluluk, bi ton da para getirmesi dileğiyle ( mümkünse paralar bozuk para olmasın )
MUTLU YILLLARRR
30 Aralık 2008 Salı
şöförlük
ehliyet alırken pratik yaptıkça arabayı kullanma yeteneğimiz artıyor. arabaya olan hakimiyet arttıkçada kendine güven yükseliyor. daha sonra insanlarda kendine güvenin etkisi ile kurallara uymama, hız yapma ve başkasının trafikteki önceliğine el koyma gibi istenmedik özellikler ortaya çıkıyor...
zor bir kavşakta çıkmakta zorlandığım bir gün, karşı yönde gelen şöför hızını keserek geçme önceliği kendisinde olmasına rağmen ( arkasında da araç yokken ) benim geçmeme izin verdi. o zaman anladım trafik evriminin son basamağında insan trafikteki herkesi düşünen bir canlıya dönüşüyor. BEN bu insanlara şöför diyorum... ötesi ya trafik canavarı yada trafik canavarcığı diye adlandırılabilir...
VİDEO + 18 dir dikkat
29 Aralık 2008 Pazartesi
28 Aralık 2008 Pazar
yeni bir görünüm
şomiyen şu tarafta ( iç içe parenteze de bayılıyorum, şomiyen hikaayesini anlatırmıyım bilemem, çünkü biraz belden aşağı olabilir, belkide olmayabilir ( tamam bu günlük bu kadar kaybollll...)))
27 Aralık 2008 Cumartesi
25 Aralık 2008 Perşembe
kaplan beslemek
Adamı işe almışlar, adam da zanetmişki kaplanlara yemek verecem. kafese girdiğinde yemeğin kendisinin olduğunu anlaması geç olmamış :)))))))
20 Aralık 2008 Cumartesi
sıcak ekmek
14 Aralık 2008 Pazar
bush'a ayakkabı
hatırladığım kadarıyla, o ayakabılar, saddamın heykeline de şap şap diye vuruluyordu...
8 Aralık 2008 Pazartesi
pimpirik baba & elektriklenme
cadoloz cemremin saçları tiken tiken ( ben de çok pimpirikmişin beee, okan koşşşş kşşşş :))))
6 Aralık 2008 Cumartesi
misafirimiz yusuf
nasıl olur????
içerden kitlenebilir ancak????
olur mu böle şey????
içerde hırsız mı var acaba????
derken yusuf yusuf yusuf geldi....
3.30 a kadar kapıyı açmaya çalıştım. bi yerden kapıyı dinliyorum, bi yerden kapıyı zorluyorum. en son kapının içerden bile açılmasını sağlayacak mekanizmayı çıkarıp kendimizi garantiye aldım. bir makas ve demir keratayı alıp yatağın yolunu tuttum. sesizlik içinde kulağım kapıda uyuyuvermişim...
rüyamda kapının önünde ben ve yusuf beklerken, birden birinin küçük tuvaletini yaparken kii sesini duydum. yataktan bi fırlamışım ( tabi yusuf bağırıyor yusuf yusuf yusuf) anladım rüyaaa. amaaan dedim tekrar uyudum.sabah öğrendik ki o kapıda bi sorun varmış .....
korku filmi gibim bi geceydi yaniiii anlıycanııızzz :))))
29 Kasım 2008 Cumartesi
27 Kasım 2008 Perşembe
mimlenmişik
şimdi ben kimi mimliycem...tovbeeeee tovbeeeeeeee
GARİP HUYLARIM
Bikerem bana kar şakısı yapılmaz, kesinlikle altta kalmam :)))) (en son bir ingilizceci arkadaşa kendisi kadar kartopu atmıştım :))))
acayip bahane bulurummm ( yok efendim işin aslı m.ö. dayanmaktadırrr, falandır da filandır...)
fıkra arşivim çok fazladır, genelde bana anlatılan bir çok fıkrayı anlatanın ağzınaa tıkarım :)))
spor izlemektense yapmaya bayılırım...
döverek severim :)))))))
25 Kasım 2008 Salı
heroes
ne güzelki aşağıdaki siteden 2 aylık bölümü bir günde bitirmiş bulunuyorum, oh beee rahatladım
23 Kasım 2008 Pazar
nar yeme şekli 2

Zaman
zaman dediğimiz kavram insanların uydurması. o kadar gerçekçi ve etkileyiciki, herkesi etkisi altına almış. çok uzun yazmamayı ilke edinmişken bu konudan nasıl çıkacam ...telaşlandım birden.
örnek 1: canlıların yaşları vardır ama herbirinin yaşamını sonlandırma süresi faarklıdır. hücresel anlamda bir hücrenin yaşam süresi farklıdır burdan yola çıkarak 40 yaşında herkes aynı ölçüde yaşlanmaz
örnek 2: herhangi bir olayın gerçekleşme süresini değiştirirsek zamanıda değiştirmiş oluruz.
misal dünyanın kendi etrafında dönme süresi dünya için böyledir. sadece bizim gezegenimiz 365 gün 6 saat te yıldızının etrafında dolaşır.
öfff ne karıştı demi kafanızzzz. aslında amacım güzel bir paylaşım yapmaktı.
zamanımı yaşarken sevdiğim dizileri hep kaçırırım. şimdi öyle bir site buldum ki burdan çok beğendiğim dizilerin izleyemediğim bölümlerini izleyebilirim...
TAVSİYE DİZİLERİM
Big Bang Theory 1.Sezon (bir kaç bölüm izledim, komedi, )
Dexter 1.Sezon (bir kaç bölüm izledim, psikolojik gerilim, )
Dr. House Md 1.sezon (izlemeyi planladığım ve bir türlü başlayamadığım, )
Heroes 1.Sezon (2 sezonunu peş peşe izledim)
How I Met Your Mother 1.Sezon (2 sezonunu peş peşe izledim)
Kyle XY 1.Sezon(izlemeyi planladığım ve bir türlü başlayamadığım, )
Lost 1.Sezon(2 sezonunu peş peşe izledim)
Prison Break 1.Sezon(2 sezonunu peş peşe izledim)
Smallville 1.Sezon(2 sezonunu peş peşe izledim)
South Park 1.Sezon(2 sezonunu peş peşe izledim)
nerden mi izleyeceğiz :))))
işte burdaaa
http://www.canlidizi.com/index.php
18 Kasım 2008 Salı
yeni bir fıkra
bence gayet doğru, bu konu ile ilgili bir yazı yazma planımıda tamamlamış bulunuyorum.
Kadınların gidip kendilerine erkek (koca) seçebilecekleri bir erkek dukkanı (magazası) açılmıstır. Magaza 5 katlıdır ve her kat çıkıldıkca erkeklerin nitelikleri de yukselmektedir.
Magazada sadece tek bir kural gecerlidir: herhangi bir katın kapısından iceri giren kadın o kattan alıs-veris etmek zorundadır ve eger bir üst kata çıkmak isterse tekrar aşagı katlara inemez.
Bir gun bir grup kız arkadaş kendilerine erkek seçmek icin magazaya gider.
Ve....1. KAT'ın kapısında şunlar yazılıdır: Bu kattaki erkeklerin calışacak bir işleri var ve çocukları da severler.
Kızlar yazılanları okur ve şöyle derler: Eh hiç yoktan iyidir ama bir de üst kata bakalım'.
2. KAT'ın kapısında yazılanlar: Buradaki erkeklerin iyi bir işleri var çocukları severler ve son derece yakışıklıdırlar.
Kızlar: Hmmm hiç fena degil ama acaba bir üst katta ne var ?
3. KAT : Buradaki erkeklerin çok iyi birer işleri var çocukları severler son derece yakışıklıdırlar ve ev islerine de yardım ederler.
Kızlar:Aman Tanrım cok etkileyici ama yukarıda baska katlar da var.
4. KAT : 'Buradaki erkeklerin işleri cok iyi çocukları çok severler gayet yakışıklı olup ev işlerine yardım ederler ve ayrıca son derece romantiktirler.
Kızlar çıglık atmaya başlarlar: 'İnanılmaz bir üst katta bizi neyin bekledigini bir düşünün!; Ve bir kat daha çıkarlar...
5. KAT'ın kapısında sunlar yazmaktadır: 'Bu kat bostur ve sadece kadınları memnun etmenin mumkun olmadıgını kanıtlamak icin konmustur. Çıkış soldadır; umarız inerken merdivenlerden yuvarlanırsınız
15 Kasım 2008 Cumartesi
tenis

haydar

çok sevdiğim bir öğretmen arkadaşım, öğretmenliğinin ilk yılında yukarıdaki tebeşirle ilgili bir olay yaşamıştı.
arsızlıkta okul birincisi olan ve hatta okuldan uzaklaştırılması için hakkında toplantı yapılan bir öğrencimiz, öğretmenimizin dersinde zıvanadan çıkmış. tepesi atan ve aslında öğrenci dövmeye karşı olan öğretmenimiz dayanamayıp elindeki tebeşiri öğrencimize doğru fırlatmış. şans bu ya tebşirde sıyırıp geçmiş öğrencimiz gazi olmuş. sonra da bir dilekçe hazırlayıp öğretmenini idareye şikayet etmiş.
üşenmedim o tebeşiri getirdim ve sizin için sordum...
- öğretmenin elinde tahtaya dürtülürken ne yazılıyordun?
- yabancı bir dildi sanırım, what is your name mi ne öle bişi iştee....
- peki sonra ne oldu.
- arkada tombiş bir öğrenci vardı habire konuşuyordu. bi baktım öğretmen havada daireler çizdiriyor bana... sonra beni fırlatı verdiii.. havada süzülürken gözüme tombişi kestirdim. aslında duvara fırlatılmışken, merkez kaç kuvvetinin etkisi ile falso aldım ve tombişin üzerine atladım.tuttum yakasından. ne bıdı bıdı anlatıyon kardeşim dedim baktım laftan anlamıyor, yermisin yemezmisin, sonra kendimi kaybetmişim tabiii..
-geçmiş olsun diyoruz öyleyse...
sonrası mı??? evet artık öğretmenimiz hiç bir öğrenciye tebeşir fırlatmıyor. tahta kalemi kullanıyor artık ve de bıdı bıdı yapan öğrencileri alıp direk tahtaya fırlatıyorrr :))))
tanerbaba

7 Kasım 2008 Cuma
tersname
yüklenirken biraz bekleyebilirsiniz, hemen kaçmayınnn
kimeee diyorum kaçma kardeşiiim...
bak halaa elii kayıyor ...
30 Ekim 2008 Perşembe
Bakış açısı
adlı bir kitap aldım. merak ettim yabancı bir gözden bu olay nasıl görünüyor???
Farkına vardım ki olaylar hakkında yabancılar bizden fazla not tutmuşlar, doğal olarak ta kendilerini mazlum karşı tarafı ise zalim göstermekteler. kitabı bitirdim ama sonunda da
nasılmışşşşş dedim içimden
karşı tarafa sesleniyorum yiğidi öldürün hakkını yemeyin kardeşiiim
bu arada istanbulun ismi hakkında da bi merakım dinmiş oldu.
güya mehmet islamın bol olduğu yer diye isim takmış, islam bol, islambol, islamgoool, istangol, istanbol, istanbul...
29 Ekim 2008 Çarşamba
İstanbul gezileri 1
"ya beni gezmeye götür ya da bugün doğururum"
pendik sahil yolundan kadıköye arabamızla yola çıktık. Caddebostana geldiğimizde yol tıkanmaya başlamıştı.trafik tıkanınca etrafımıza bakma imkanı bulduk. gerçektende çok modern ve elit bir semtte olduğumuzu anladık. sanırım bu tatil gününde tüm kadınlar eşlerini tehtid ederek dışarı çıkarmayı başarmışlardı. gerçi güneşinde bunda etkisi çok fazlaydı.
kadıköye gidemiyeceğimizi anlayınca sahile dönüp park ettik. sahil kenarının bu kadar renkli ve eğlenceli olması bizi çok mutlu etti.
daha güzel bişi varsa o da tenis maçına yetişmem oldu tabiküneeee
sonuç olarak istanbulda mutluyuz ( madden olmasa da...)
bu arada fatihin istanbulu fethi ile ilgili bir kitap okudum. bir diğer yazımda aktarırım artık...
28 Ekim 2008 Salı
Yasak Kardeşim Giremezsin
aciip gıcık oldum var yaaaa... bu zihniyet hiç değişmiycek sanırım...matbaayı da aynı zihniyet yasaklamadı mı??
youtube yasak güya ama millet şakı şakır giriyor... eee ne anladım ben bu işten....
problemi çözemeyince bu soru yanlış kardeşş demeye getiriyorlar...
iyisimi bloğumu bir dosyaya kaydediiim de, sonraları bakmak eğlenceli oluyor...
yasaksız günler dileğiyle...
21 Ekim 2008 Salı
Ağlamalar
9 Ekim 2008 Perşembe
4 Ekim 2008 Cumartesi
Black cat white cat
30 Eylül 2008 Salı
şeker bayramı

22 Eylül 2008 Pazartesi
17 Eylül 2008 Çarşamba
15 Eylül 2008 Pazartesi
kapı kilidi
geçen gün üni. arkadaşımızı eve çay içmeye çağırdık. kısa bir süre için de evden ayrıldık. geri geldiğimde malesef kapı açılmıyordu. aldımı beni bir telaşşş, neyseki şimdik burda açıklamıyacağım bir teknikle kapıyı açıverdim. bu teknikle kilitlenmeyen bir çok kapı rahatça açılabilir. o yüzden evden ayrılmadan mutlaka kapıyı kitleyin, hatta bubi tuzağı bile kurabilirsiniz.
NOT: gözünü sevdiğim borçkada kapı açık uyusan bile uykun kaçmazz
8 Eylül 2008 Pazartesi
okul açılışı
sınıfıma girip öğrenciler ile tanışmaya başladığımızda 30 kişiye yakın bayburtlu olduğunu gördüm. öğrencilerimden biri de çok harika bir şov çıkardı...
Okula başlamak çok güzel, özlemişim :)
6 Eylül 2008 Cumartesi
ermenistan maçı
hepsi boş aslında, cimbommuş fenermiş, ermeniymiş değilmiş, müslümanmış budistmiş
asıl olan insan olmak....
4 Eylül 2008 Perşembe
tenis

2 Eylül 2008 Salı
balıklar
bu ruh hali nedendir bilinmez yine üzerime çullanmış durumda :)))))
31 Ağustos 2008 Pazar
istanbul
Üni. sınıf arkadaşım mustafa, eğitim fak. takım arkadaşım ümit ve de şu an için telefon ve internet ile görüştüklerim :)))
dolu dolu geçecek günler.... İyiki gelmişimmmmm :))) Borçkanın tadı halen damağımda ama boludan artvine gittiğimde ki kırgınlık yok üzerimde?????
borçkada sınıf ve branş öğretmenliği yapacak 2 ve 4 yıllık fakülte mezunları aranıyormuş.....
kızımın hemşerilerine üzüldümm....
bu aralar spor merakım depreşmeye başladıı, dün 21 de bitten iki maç yaptık bire bir olduğu için çok yorucu geçtiii, eski formuma kavuşmam biraz zamanımı alacakkk... bi de tenis merakı başladı kendime çok güveniyorum ama göründüğü kadar kolay değil sanırım....
geçen avrupa yakasında sarıyere geçtim, biraz zorlandım ama düşündüğüm kadar korkunç değilmiş, en önemli şey cesaret...
böyle daldan dala zıplamamın sebebi bir süredir aklımdakileri yazamayışım, sanırım toparlamadığım için de böyle dağınıık oldu... sorun mu bu ... bence değil :))))
15 Ağustos 2008 Cuma
iş arkadaşları :)))
bu resimdeki iş arkadaşlarımın o an neler düşündüklerini yazmadan geçemiycem;
ben: 1.250+yol+eşin yolluğu+kira-araç-işçi=????? offfff
Muhammed: tabiki bu resimdeki en yakışıklı benim... sanırım baranda 3 e yakın yolluk alır...
Bekir: kaçırsam daha mı az masraf olur acaba, bu arada müdürün en önde olması gerekmez mi laaaannn
Mustafa: ya ne laf anlamaz adam yaaa, saati 75 diyorum hala tuturmuş ne diyorrr...
Mikail: şöle deniz kenarında olsam ayaklarımı suya uzatsam.... şarıııll şuruuulll dalgalar, bir elim yağdaaa bir elimm baldaaa offff offf offff
puket: aman da yerim genişliycek aman da yerim genişliycek, artık koltuğa da uzanırımmmm...
esengül: bekle kanada ben geliyorum...
arzu: bu köyün ağası benem :)))
cemile: kerimi tekrar askere yollasammm mı acaba :)))
Tülay: iki makina var hangisine baksam acaba... dur hasan diğerine bakıyor, bende buna bakiiiim :)
Hasan: bizim makina buydu dur ben bizim makinaya bakiiim
10 Ağustos 2008 Pazar
bilgem gelmiş hoşgelmiş :)
9 Ağustos 2008 Cumartesi
nar yeme şekli :))))

Bu önerimi dinleyen hiç bir arkadaşım pişman olmadı.
herhangi bir yerden alınan, sağlamcana bir nar ( herhangi bir yerinden kesik, yırtık, delik olmamalı), sağından solundan, baş parmağın kemikli yeriyle iyicene ezilir. ezerkene dikkatli olmalıyız ki herhangi bir yerinden cörtlemsin :))
kabuğunun altından patlamaya hazır bir volkan gibi suyunu biriktiren nara minik bir delik açılır ve ordan akan suyu bir vampir gibi emilir. bu arada iki elimizle narın altını üstünü kuvvetli bir şekilde sıkalım ki nar tanecikleri tüm suyunu bıraksınlar.
3 nardan fazla yemeyiniz diliniz pörtler :)))))
2 Ağustos 2008 Cumartesi
ayşem gelmiş hoşgelmiş
30 Temmuz 2008 Çarşamba
süt kardeş

(süt kardeş kucaklama hareketini yapan)
19 Temmuz 2008 Cumartesi
tüm dostlara
bazen parçamın kaldığı yerleri düşünüyorum. ne de güzellerdi, ne de cana yakındılar. bugün artık kabul ediyorum bıraktığım parçalar artık başkalarının bütünlüğüne katıldılar. ve umarım o bütünlükler benimle karşılaştıklarında kendilerine sarılır gibi bana sarılırlar...
13 Temmuz 2008 Pazar
havuz
suyu çok seven hanfendi bir su ile buluşurken ağlar bir de ayrılırken...
havaların sıcaklığı nedeniyle annesi ile bir olup kuzuşumuza yapay havuz yaptık, bir güzel eğlendi eğlenmesine de bir türlü vazgeçmek bilmiyor. iki gündür havası inik havuzun yanına annesinin elinden tutup götürüyor ve her defasında ilginç bir şaşırma ünlemi katıyor ... ahhhhh (tam oyuncuuu)
sanırım bizden ümidi kesmiş olacak ki bugün bir eline mutfaktan bulduğu kepçeyi almış, diğerine de pet şişe. kepçeye su katmış sonrada içindeki birazcık suyu şişme havuza dökmeye başlamış
:)))))
antalyada sudan çıkmıycakmış gibi geliyor...
5 Temmuz 2008 Cumartesi
istanbul
mısayibim ile atari merakımızın olduğu günlerde antalyada ilginç bir evimizze kavuşma anı :)))
üniversite ev arkadaşımın bergamadaki evini yıllar sonra şıp diye buluverişim...
falan filan ...
google earth programınıda bu konuda kullanmayı çok seviyorum. aşağıdaki fotolar sırası ile
yeni evim:
okullarımız:
2 Temmuz 2008 Çarşamba
Borçkadan kaçış
sanki hapishaneden kaçış gibiii...
alakası yok tabii ki de...
çok güzel geçen 2 yıldan sonra borçkada birçok sevdiğimi bırakıp dönmek düşündükçe hüzün veriyor...
kızımın iketi, halası,ayşesi,rabişi,unusu,süt kardeşi
varlıklarıyla güven veren yan komşum, ve de kızımın gürültüsüne dayanan alt komşum
pek değerli medet amcam
iş arkadaşlarım...öğrencilerim
ve de isimlerini hatırlayamadığım bir çok borçkalı sizleri hiç unutmayacam...
tayin isteyip kaçarken ev sahibim sordu, hani 3 yıl daha kalacaktın???
evet 3 yıl daha kalınabilir bir yerdeydim,
ama kuruldukları yeri çok yüksekte gören ve o yüksekte olduğunu düşünenlere yalakalık yapanlardan tiksindiğim için kaçıyorum (dikkatlce okunursa herhangi bir anlatım bozukluğu yapmadığım kanısındayım)
uzatmadan bir teşekkür le yazıma son veriiim
borçkada bir çok insanın karşılıksız yardımına koşan,
yüreği ve ailesi kocaman insana teşekkür ediyorum, geçen zaman daa acıdığım tek şey sizinle geçirdiğim zamanın azlığıdır.
lüks artvinin güler yüzü, türkü taşan yürekli herşey için sağolasın...
yolculuk
Arhavide öğretmenlere kurs verme, evi paketleme, tırı ayarlama, yollukları düzenleme sonra tekrar tekrar düzenleme :( yolla çıkma, istanbulda araba kullanmaya çalışma, evi toparlama ve ereğliye dönüş... yazarken bile zorlandım. ne yorulmuşum beee
herbiri ayrı bir yazıyı barındırabilecek bu konulardan zaman buldukça yaziiim barii.
15 Haziran 2008 Pazar
12 Haziran 2008 Perşembe
10 Haziran 2008 Salı
Neyzen TEVFİK
Neyzen Tevfik'in ATATÜRK'e dil uzatanlara yazdığı şiir
Ne ararsın Tanrı ile aramda?
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa neden türban sorarsın?
Rakı, şarap içiyorsam sana ne.
Yoksa sana bir zararım içerim.
İkimiz de gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet.
İşgaldeki hali sakın unutma,
Atatürk'e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın amma,
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz...
9 Haziran 2008 Pazartesi
silifke kampı

bari bilgilendirici bişi yaziim de geleni boş göndermeyelim :))
ahada kalınacak yer...mebin kampı (resme tıkla büyüsün)
Nasılmı gidiyoruz??? mersin otogarından silifke arabasına bin kapızlıda in, köşedeki güleryüzlü abinin dolmuşuna atla o seni kapıda indirir :))
hizmet içi eğitim için mersin silifkeye bakanlık tarafından gönderildim. çocukluğumdan beri hayal ettiğim bir kamp ortamına seçilmiştim. işin ilginci silifkeye gitmek için başvurduğum kurs çıkmamıştı. erzurum kursuna devam nitelikte bir kursa kendilliğinden seçilmiştim :)))
istanbulda kız kulesini görmüştüm ama kız kalesini görmemiştim. rivayete göre kral aşifte kızının yılan tarafından ısırılmasını önlemek için resimdeki kaleye yollamış. (falcı kadının öngörüsü tabi)
sonra prensese üzüm götürürlerken yılan üzüm sepetinin içine atlar (prenses üzümü büyük ihtimal şarap yapıyordur, eee yalnızlık zor tabiii) sonuçta yılan prenses ile demlenirken krala yakalanırlar ve ikisini de öldürülür.
resimdeki güzel insanların çoğunluğu fen ve teknoloji öğretmeni...
sabah öğle ve akşam demeden dersi ve denizi birlikte yürüten ekip...
bunuda yapmasam biryerim şişerdi kesin...
sol baştan sayarsak; alper, ben,bülent,kerim ve ömer. tam bir kafa dinlemeydi benim için arkadaşlar da sağolsun çok kafa adamlardı... fırsat olsa da kerim size otobüs yolculuklarını anlatsa, kesisn çatlarsınız :))) demii yiğeennn
cennete giriş; toplam 900 küsur merdiven, aşağılarda bir kilise ve en dipte torağın altında bir su sesi, nasıl cennet demişler anlamadım...
30 Mayıs 2008 Cuma
kırmızı benekli alabalık
Daha küçük bir çocukken balık tutkusu babamdan bulaştııı. sabahın erken vaktınde beni uyandırmaya kıyamadığı için munzurun kıyısına tek başına giden babamı bulmam zor olmazdı. belli başlı yerlerde avlanırdıkkk.
çeşit çeşit balık yakalamıştık babamla ( tahta, yeşil, sazan, yayın, kaya, kara, peri, yunus köpekbalığı, balina... :))) son üçü abartı oldu, ama bir ara nasıl olta ile tosbağa yakaladığımı yazarım burayaaa :))) ) bir alabalık yakalayamamıştık. bu sebepten benim için efsaneydii, kutsaldı alabalık .
üniversite öğrencisi iken alabalık avında boğulma tehlikesi geçirdikten sonra alabalık yakalamayıda öğrendim ve anladımki iyi balıkçılar alabalık yakalayabilirlermiş ve de alabalık yakalayan kişi de artık alabalıktan başka bişide düşünmezmiş.
öğrencilerimi derse çekmek için 2-3 dakka balık avlarından bahsederim, iş bu ya sınıf öğretmenliğini yaptığım kuzucuklarımdan biri yukarıdaki muhteşem alabalıkları bana hediye etti. tadı gerçekten muhteşemdi fakat üzücü olan bir şey vaar kii o daa bu alabalıklar koruma altında....
27 Mayıs 2008 Salı
kahvede kara değil mi :)
20 Mayıs 2008 Salı
hüsrev
dağ çileği
14 Mayıs 2008 Çarşamba
Badminton
8 Mayıs 2008 Perşembe
simge :)
sevme sırasına girdiğimiz simgemizi misafir eden buket hanım bizede uğradı. kızımın aşırı sevgisine maruz kalan simge hanım bir ara nasıl yapsamda kaçsam der gibi bakmaya başladı :)))
malum bayanlar kek yapmaya çalıştığı için cemre simgeyi esir aldı :)
bende mılış mılış uyudum tabiiiii
5 Mayıs 2008 Pazartesi
dağçileği
1 Mayıs 2008 Perşembe
Penisilin
umarım hiç muhtaç kalmam bu ilaç ve türevine...
30 Nisan 2008 Çarşamba
civciv
26 Nisan 2008 Cumartesi
Çay Biçtik
17 Nisan 2008 Perşembe
Üzerine su dökülen laptop

Bahar ile birlikte enerji patlaması yaşayan kızım, son vukuatiyle, kalp krizi geçirmeme sebep oldu :)) olaylar şöyle gelişti: şalgam suyu canım çektiğinden marketten şalgam suyu almıştım. eşimden hararet anında şalgam suyu istedim. laptobumun yanına konan şalgamın rengini beğenen kızımda, ilginin ortağı olan laptoba haince bir saldırı gerçekleştirdi. koca bir bardak şalgamın laptoba döküldüğü an ağır çekim gibiydi :)))
hızlı bir hareketle kızımı alıp eşimin üzerine fırlattım :))
pardon onu sonra yaptım :)))
şaka bi yana, hızlı bir hareketle önce laptobu ters çevirdim, akabinde (bu kelimeye de gıcık oluyorum) elektrik bağlantısını ve pilini çıkaardım, sonra saç kurutma makinası ve kağıt havlu yardımıyla israf olan bir miktar şalgamı içtim :))
bir iki iş bilen ile görüştükten sonra bilgisayarı 2 gün dinlenmeye bıraktım.
dınınınımmm işte yazımı bilgisayarım ile yazıyorum ( biraz şalgam kokuyor ama buna da şükür )
9 Nisan 2008 Çarşamba
İlkokul
4 Nisan 2008 Cuma
nisan 1
malesef okula gider gitmez iğrenç bir şakaya maruz kaldım ve üzülerek söylüyorum şakayı yedim :)))
olay şöyle gelişti:
öğrenci- Öğretmenim, öğretmenim fermuarınız açık kalmış!!!!
ben- lennnnnn!!!!(hamle ve sonucundabir iç rahatlaması) kaçmasana laaaaannn, hıyarrrr
gel diyorummm burayaaaa (uçarak tekme :)))
böle bir şakayı yedikten sonra gün boyu şaka yapasım gelmedi.
ikinci şaka girişimi de çok ilginçtii.
ben sınıfa girince, sınıfın seviyesiz bir şakasına maruz kalacağımı bilerek gayet sakin, tedirgin masama doğru yürümeye başladım. masa örtüsünün oturacağım yere doğru sarkık olması beni biraz kızdırdı. çocuklar bu örtüyü neden böle bıraktınız, ( bu aradada sandalyem ile masa arasında örtüyü düzeltiyorum) masa altından vaaaaouuuuuuu a diye bir ses ile bir elin diz kapağımı tutuğunu hissettim. diz bölgemdeki titremeyi kimse görmediği için çok şanslıyım.
birden arka sıralardan ingilizce öğretmenimiz buket hanımın fırladığını farkettim (tosbağa hazretleri sınıfı ayartmış, hep beraber şaka yapıyorlar, bak bak bak)
neyseki öğrenciler karşısında karizmayı kurtardık :))
27 Mart 2008 Perşembe
ahmet arif
selam olsun ruhuna...
bizi bize dosdoğru anlatan, her dinleyişimde içimi sızlatan
türkülere giren, yürüyüşlerde bağıran...
dolabına yazdıran...
yüzüne tüküren...
şarabıyla ağlayan....
hepsinden selam olsun ustaya.
21 Mart 2008 Cuma
forward
bugün gelen 2 e maili sizinle paylaşiim
1. yemeklerden sonra ve ya yemek esnasında soğuk içecek içmemeliymişiz, sıcak içecekler içmeliymişiz: çünkü yemekte bulunan yağ soğuk içecekle karşılaşınca katılaşıyormuş. bu katılaşma işi damarlara kadar uzanıyormuş, uzatmadan sağlıklı bir ömür için güzel bir öneri ( güzel olan ise "bu e maili sevenleriniz ile paylaşın"ı paylaşmak)
2. gençler kitap paylaşımına çokfarklı bir boyut kazandırmışlar. düşünün binlerce genç bu çalışmaya katılmış... okuduğun herhangi bir kitabı, bittirdiğin yere bırakıyorsun.
8 Mart 2008 Cumartesi
7 Mart 2008 Cuma
Çamur
başta anlatıklarımdan yolla çıkarsak her insanın özünde çamurluk vardır. fark ise bünyeden büyeye görülen kıvamdır. kiminin kıvamı cıvık kiminin kıvamı katı. şükür çevremde cıvık çamurlardan bulunmuyor. tüm katı çamur arkadaşlarıma slm olsun.
son olarak elişimin bir sözü ile bitiriiim "kahpeliğe güç yetmezmiş" ölelerinin yapısında toprak ve suyun dışında sanırım ..ok eklenmiş :)))
5 Mart 2008 Çarşamba
merdivenler
3 yıldır çıkmak için planlar kurduğumuz merdivenleri bugün çıktık.çıkmadan önce merdivenlerin sayısı hakkında bir idaaya girdik. buketblu'nun tahmini 300, benimki ise 270 ti ve tahmin edin en çok kim yaklaştı...